DÖKÜLÜR MERCANLAR
Teyzemin oğlu Mehmet Güngör
Ağabeyimin Hakk’a yürümesi üzerine… Firakın elemi kalpleri kavrar Dökülür mercanlar süzülür yüze. İnsanlar fıtraten ebedi arar Geçer geceleri koşar gündüze. Yine bugün o hal yaşandı bizce Yaşanacak nice günler var derken Hep birlik gideriz bir nurlu izce Dünya bu, ağlarız bazen gülerken Rahmet bulutlardan dökülür arza Kıyama kalkarlar bütün bitkiler. Rükûa, secdeye varır ne varsa Havayı, toprağı suyu etkiler. Bu yoldan geçmeyen var mı? Ağa, bey Nice padişahlar, sultanlar geçer. Yürüdün sen Hakk’a Mehmet ağabey Ayrılık tırpanı hüzünler biçer. Değişmez kaderdir ölüm bir gerçek Kaçamaz insanlar yakalanırlar. Çare olamazsın ey tabip el çek! Gayet net ve kesin belli sınırlar. Gördüm ne bağ kalmış ne de bir bağban Bülbüller zardadır gülün aşkına Seninle yürüyüp gidiyor duan Rabbim döndürmedi aklı şaşkına Ne bizler söyledik ne sen söyledin Sadece konuştu gözler gözlerle Allah bir Muhammed Resuldür dedin Süzüldün semaya gülce sözlerle CEYHUNİ bekleme dua zamanı Kaldır ellerini insin rahmetler Yükselsin dağların sisi, dumanı Cennet olsun yurdun bitsin zahmetler. 21.05.2009 CEYHUNİ (Mustafa AVCU) |