Dili çözülmeyen eski bir radyoO.. Geceleri, aynanın içinde kaybolmuş, Kendini sulara çarpa, çarpa kıyıyı arayan, Kırık dökük eski bir kadırga gibi.. Ben.. Yalnız ve suskun, tozlu bir radyo. Aynanın içinde.. Sırasını bekleyen, değeri yitik, dili tutuk, Eski bir radyo.. O.. Gecelerin bütün düş kırıklıklarını yüklenmiş, Boğazın hırçın akıntısında, lüx ışığında aşkı arayan, Beyaz kırmızı yangın boyalı, yeni zımparalı ve havalı, yelkensiz, dümensiz bir kadırga gibi.. Ben.. O, hüzzam şarkıyı çalmış, biraz cızırdadıktan sonra, yakaladığı istasyondan ayrılamayan, Eski bir defterin sayfalarını aralamış, Düğmesini çevirsen bile, lambası ısınmadan, Dili çözülmeyen, eski bir radyo.. Ve sen.. O eski radyodan.. Yelkensiz, dümensiz, o kadırganın küreklerine asılırken, O, hüzzam şarkıyı dinlemeye bayılırdın. Bir kadeh rakı, yanında balık. İşte bu sensin demek isterdim ama, Sen onu hiç sevmedin.. |
Belkide eskilerin aşkini yasamak isteyipte yasayamadigin yenilerin insani..
Sen..
Eskilerle yogrulmus, elinde kirik bir kalem ama her harfinden umut tasan,
karsiliksiz cikarsiz yüreginin sesinin yönelttigi O kisiye gönülden baglanan, belkide karsilik bulamayan.... belkide, Eskilere aşık olan Aşık!!
Kutlarim yüreginizin sesini...cok etkilendim gercekten dizelerden, satirlardan hatta kelimelerden..
Nar-i Cicek tarafından 5/21/2009 12:05:51 PM zamanında düzenlenmiştir.