Bizim AkifKayısı sarısı meşhur yüzü Gülkurusu görmemiş mektepleri Düşü mezarlık kafesi Bu topraklardan geçti bizim Akif Bayramlık ayakkabıları açılmadan yastık altlarında kaldı Sabah ezanı okunmadan önce uyumazdı Tek sığınağı bıçakla kazıdığı umutsuzluk tabutuydu Ömrü kaybettiklerinin toprağına sarılmakla geçti bizim Akif’in Yüreği derya dünya damla sığmadı damlaya yüreği Ayağı aksadıkça aşklara sarıldı hep topal kaldı adımları Hayatın yevmiyesiz işçisiydi Çalıştıkça aç kaldı bizim Akif Kırkında sekseninden yorgun Saplanıyor du yaşam bağrına Satılıkların baş tacı edildiği dünyada Mısralardan kendi şehrini kuruyor du bizim Akif Yaşayanları kırmızı kurdelesiz siyah önlük sadece bir yumurta getirdiği için öğretmen dayağı yediği beslenme çantası Yürümekten ayağına batan çakıl taşı Bir de babasının doğarken yüzüne kapattığı yaşam dükkânının kapısıydı Ömrü deryayı damlaya sığdırmakla geçti Kim mi Belki de siz |
Ömrü deryayı damlaya sığdırmakla geçti
Kim mi
Belki de siz
Bana burası yetti ...
kutlarım kaleminizi şair
Merhaba.