Merhamet...
dayan artık dayan...!
boyalı yüzleriyle taşladığım şeytanların günleri ne çabuk geçti.. simdi soluk benizli bir şeytan benim küçük bir kız çocuğunun avucundaki taşları atmak için hevesle beklediği... acımın büyüklüğüne tanıklığın tutanaklara geçiyordur mutlaka hangi anayasal süreçte bu gözardı edilebilir ve ne kadar demokrasisine yaraşır bir aşkın ve hangi akli dengesi yerinde bir darbenin hışmından sıyrılıp bir kalp imkansız sevdasının peşinden mülteci bir hayat yaşar... acımın büyüklüğünden sakınmak için seni hayatımın bütün gölgelerinden uzakta sakladım, çoğu zaman rutubetli ve serin yerlerinde bedenimin belkide en çok bu yüzden sancıyordu her nefes aldığımda bir bıçak gibi göğsüme batan ciğerlerim... acımın büyüklüğünü ispat etmek icin belkide en yakınımdakini kurban etme hevesim kurban meraklısı bir tanrıyla pazarlığa oturmuş en çok sevdiğmi verirsem sana sadakatim sınanacakmış en çok sevdiğimi verirsem sevgi karşısındaki başarısızlıklarımın bir kurtarma sınavı olacakmış... acımın büyüklüğüne inandırdığım içimdeki umut çiçekleri belki de bu yüzden süslü kafiyelerle renkli cümlelerle göründüğü kadar güzel kokmuyordur parmaklarımın arasından çıkan bu ego tatmini bu kendini beğenmişlik bu bir türlü bastırılamayan saldırdıkça kana susayan belki de en çok senin kanından zevk alan içimdeki hayvan...! kurban meraklısı tanrımın benden istediğiydin belki belki de ben seni kabul edebileceğim bir mertebe bulamadığım için belki de işlediğim günahların keffareti belki de üzerime aldığım Ah’ların bir bedeli belki aklımın kendine oynadığı oyunların en guzeli Sen’le geçen her yıkımın ardından bu toparlanma süreci bu iyileşme belirtileri belki de kaçınılmaz bir ölümden önce ölümün, fani bir ruha gösterdigi iyi niyeti... |
BU CÜMLE İLE NEYİ KASTETTİNİZ EFENDİM CEVAP ALABİLİR MİYİM.....TEZATLIKLARLA DOLU ŞİİRİNİZDE...