TÜRK'ÜN SESİSazım dile gelir çalar sil baştan Ezelden ebede Türk’ün sesini, Çanakkale,Dumlupınar bir destan İsteyene verir tekrar dersini. Layığını görür kendini bilmez Kol, kanat gerenler kimlerdi demez Aklını kullansa herzeler yemez Rahat durmayana verir dersini. Atalara lâyık yahşi gençler var Gazalarda sancak tutan leşker var Özgürlüğe kurban nice erler var Zağarlık edene verir dersini. Bayrağıma göz dikeni yaşatmaz Ecdat ruhu mukaddestir ağlatmaz Yedi düvel toplansa da hiç bakmaz Ezelden ebede verir dersini. |
KURTULUŞ DESTANI
İstanbullu’m, İzmirli’m, Adanalı’m, Maraşlı’m,
Aynı bayrak altında yaşayan gencim, yaşlım!
Bastığın topraklarda ne tûfanlar yaşandı
Ne yürekler kavruldu, nice ocaklar söndü!
Bu vatan, parça parça hep elden gidiyordu,
Dünyâ, bizi sehpâda sallamak istiyordu.
Çakallar giremezdi aslanlar yatağına,
Baykuş nasıl tünerdi şahinler otağına?
Türklük, vahşî sürüyü bağrına bastırır mı?
Esâret zincirini boynuna astırır mı?
Kurtuluşun hamlesi mutlak başlayacaktı,
Düşman, Anadolu’dan kesin atılacaktı.
Kemâl Paşa emriyle, kız, kızan cephe kurdu,
Kükredi aslanlarım, dağ, deniz selâm durdu.
Îmân, sabır, benlikler bir taştı ki kabından,
Sanki Cihan sarsıldı kuvvetin gazabından.
Hâin ve zâlim nemrut korkudan kaçıyordu,
İbrahim’in yolunda çiçekler açıyordu!
Sakarya, Dumlupınar, Menderes, Porsuk Suyu,
Başka türlü akıyor, yaşıyordu coşkuyu.
Bizi âciz görenler eridiler, bittiler,
Güçlü geldiler ama nâçâr kalıp gittiler.
Sen ey şerefli gâzîm, yiğidim, şehitlerim!
Olmasaydınız eğer, avı idik itlerin.
Eğer şahlanmasaydı azmin, Türklük gururun,
Elindeydi Türkiye’m gaddar, nâmert gâvurun.
Hizmetçisi idiniz kutsal, aziz vatanın,
Sizlerdiniz bekçisi îmân, nâmus ve şanın.
Can çekişen vücuda girdiniz canınızla,
Gözlerdeki yaşları sildiniz kanınızla.
Sâyenizde bahtiyar oğul ve kızlarımız,
Ne bayramlar yaratır, o kutsal rûhlarınız.
Bizim için, bir ömrü fedâ ettiniz sizler,
Huzursuz bir ortamın huzurlarıyız bizler.
Sizler için ağlamak, en büyük cinâyettir,
Lâyıkı olduğunuz şan ve şeref, hürmettir.
Mîrâsa sahip çıkmak, bize sizden zimmettir.
Rûhunuza Fâtiha, bir kutsal ibâdettir.
Ey vatan, millet için can veren rütbesizler!
Göz kırpmadan, cepheye ölüme giden erler:
Tarih, varsın sizlere mersiyeler yazmasın,
İsterse, adınızı mermerlere kazmasın.
Bir er için, “şehitlik” en büyük, son rütbedir,
Rûhunuz, semâlarda ölümsüz cennettedir.
Ölmediniz, dipdiri, kalbimizde yeriniz,
Sizler ki, bizler için şan ile şerefsiniz.
Sakın sızlatmayalım kemikleri, etleri,
Huzur içinde yatsın, tüm vatan şehitleri.
Nazım İNCE