HÜZN Ü ZEHRAHÜZNÜN GÜL’ÜNE Asam kırıldı, yalnızlığına aşinayım Nice sahralar aştım, ipek çehren için Cihanda misalim pervanedir, müptelayım Yusuf’a hasret gibi, ağladım için için Asam kırıldı, yalnızlığına aşinayım Şimaller esince, simana masal yazarım İçimi ısıtır, zamansız sıcaklığı hevesinin Odanı güneş yarar, kalbine kan sızarım Yiten her saniyede, nefesim nefesinin Şimaller esince, simana masal yazarım El-firak yazılır, siner keyfime baldıran Serilir avuçlarına, bembeyaz umudum Sela okur kubbe, yurt cenazeyi andıran Yıkılır yollarına, birer birer tabutum El-firak yazılır, siner keyfime baldıran Lisan-ı hal ile öylece bekler kehanet Ben, kadife bir okyanusta yüzer gibiyim Saplanır kıyamdayken hançer-i ihanet Zümrütten bir Anka kuşu çizer gibiyim Lisan-ı hal ile öylece bekler kehanet Güvercinlerin gölgesinde açarmış güneş Saklamışlar esrar kapısına varlığını Ten elbisen, İdris’in diktiğine eş Çizmişler efsunlu tabloya saflığını Güvercinlerin gölgesinde açarmış güneş Uslanmaz yine, sonu firkat olsa da gönül Suskun balta, cellât şaşkın, sehpa kurultayı Bir vücutta iki kafatası, bir mor sümbül Aşkın cellâdı indirmezsin keskin baltayı Uslanmaz yine, sonu firkat olsa da gönül Semadan biner biner Selva kuşları indi Tenim asi, yollarında helâkı beklerim Kudret helvasından murada mezar dikildi Yıldızlara tapan kavimler gibi beklerim Semadan biner biner Selva kuşları indi Ürperiş imtihan, hancı kurdu sofrayı Arılar uykuda, kovan düştü kuyulara Ağıt yaktı, Yesrib’in Abdi Menaf kızları İnkâr etti firavun, secde düştü okyanusa Ürperiş imtihan, hancı kurdu sofrayı Uyanırsam, izbe bir sam yeli kâbusuna Gecesinde belanın, kanatlarına mülteciyim Vurulursam, tenha bir eşkıya kurşununa İnfazında mahşerin, günahlarına mükellefim Uyanırsam izbe bir sam yeli kâbusuna Leyla’m sensin Mevla’mı sensiz bulamam ben Gelirsen mü’min, gelmezsen kâfir olurum Günaha boğulmuş zaten, nefsten olma ten Seversen yaşar, sevmezsen na-şâd ölürüm Leyla’m sensin Mevla’mı sensiz bulamam ben MURAT GÜRSES (MAHYA) |