ADI KONMAMIŞ BİR RENK İŞTE...Mora çalan kan kırmızı !! Niye bu şehirde. Mavi şehrimde.. ne işin var. Gökkuşağında olmayan renk Sende mi saklı. Mavi bir kuş gibi uçan şey neydi o şiirden. Oydu, adı konmamış bir renk işte. Git.... o zaman Sevmekten daha az acı çekerim, ölürken. Sararmış birkaç sayfa ve hiç bitmeyen bir karakalem, Yutkunma boşuna, biraz nemli kirpikler, biraz huzursuz bakışlar.. İşte hepsi bu... Bak, bir erkeğin türküsünü fener ışığı altında dinleme vaktidir bu Bu, suyla denizin kıyılarda dans ettirdiği, mor, mavi, sarı ve sıcak bir şiir haykırışıdır. Gitme.. kal Kim olduğumu hatırlatıyorsun bana. Biraz nefes almalıyım. Uçsuz bucaksız satırlarda, Gizlenmeliyim mektup zarflarında Bak, deniz beni çağırıyor, Sırlarını kusmaya, öfkesini iadeye. Bir yudum güneşti istediğim aslında. Çok soğuk .. üşüyorum... İçimi ısıtmalıydı, Oysa sevdası çokmuş başında, Gelmeyişi ondandır aslında. Hani yazılmamış, adı konmamış, ama herkesin bildiği kurallar vardır ya uyduğu. İşte ondandır... Malubiyetimin sebebi gururuma. Güneşimi kesmemeli gri mavi sisler, Ardından haykırmalıyım.. Hey...!!! Direkleri kırık, dümeni rotasız o gemilerle, bir hiçliğe kaybolma sakın. Biçarelerin seni, yönü olmayan taraflara, bilmediğin bilinmezliğe savurmasın Biliyorsun... Ben başka bir cenneti istemedim Güneşin batacaksa, yine ben uzaklara giderim. Kasım 2007 |