Çıngar
Zevalime yeni bahar mı düşerde nardayım
Geride bırakman beni çok ikende dardayım Birgün yaşarım zarar, bir gün geçerde kardayım Göz an’ı gördü mesti nagahla ahu zardayım .......... .......... Ciğerler pişti yanmaktan Ödler su topladı sanmaktan Bitmiş olmaz ele geçirmekle saman Olmaz geçmişe dilemekle aman Halde kalmak değil Akmak istediğimizdir zaman Yürü davan gün bulsun Cana can katansa aşk Katmış olur biten değil berdevam Güçsüzlüğün mü var, cehle kulsun Ha semer yakışır üstüne ha çulsun Kuruşu kuruşa ekle lirayı say Fitnenin üstünde, fikrin altına kay Yakmadığımız can kucağımızdır kan Duracağımız han, menzil ufuk İnsandır insanlığa payla tevafuk Kararsızken ertesine avdetti düğünü Dündü seçerken uzletle bugünü Ölümlerle uğur olunan da Yanarken narına listelediğimiz Daha iyisi olanaklı Bu dünya değil yaşamak istediğimiz 19.04.2009 Zeval : Bozulma , yokolma / kabahat, suç / Güneş’in vakit ortasında olması Ahu : Anlayışı çok güzel olan / güzel olan / ahuzar; ağlayan inileyen Mest : Zihni ferasetle mevcut halden farklı duyumlara açık oluş /kendinden geçen sarhoş Nagah: Birden bire belirip karşılaşma anlaşılma Yakamamak : Oluşturup, aydınlatıp sürece koyamadığımız, sevgi dostluk, bunları sağlayacak yaşamsal ilişkisel girişimleri tutuşturamamak. Berdevem : Devam üzere / sürüp giden Avdet : geri dönmek, gerisin geri varmak Uzlet : Ayrılışla Uğur olunan : Göze alıp katlanılan, amaçlılık |