G Ü L Ü M S E R
G Ü L Ü M S E R
On bir’imi devirip, on iki’me girmiştim İlkokul’u bitirip, Orta bir’e geçmiştim. Harçlık biriktirerek “PENTHOUSE” aldım bir gün Suçüstü yakalandım, oldum sokağa sürgün. Anam, maşayla dövmüş, zırlıyordum sokakta Sardı beni koynuna; Esmer tatlısı güzel !.. Bir an nefessiz koydu o, taş gibi göğüsler Hiç aklımdan çıkmadı o gün, bu gün GÜLÜMSER ! O, sarmaşma sonrası bana bir şeyler oldu Nasıl desem ki size, az birazcık kişisel !.. Bir anlam veremedim durdu sanırım kalbim Benden on yaş büyüktü; Komşu kızı GÜLÜMSER. Her gün karşılaşırdık. O, şehlâ gözleriyle Saçını yana atıp, bana bakıp gülümser Ordan, burdan okşayıp, öperdi yanağımdan “Benim, küçük aşkımsın” derdi, bana GÜLÜMSER. Kâh elimden tutarak, kâh koynuna sararak Şekerlerle kandırır, benle bakkala gider; “Günahını alarak, oynaşırdı...” diyemem “Bıyıklı abilerle konuşurdu GÜLÜMSER.” Süslenip, giyinince tek o’na yakışırdı Japone kol blûzlar, uzun yırtmaç etekler Çıkıp ta mahalleye salınışı yeterdi “Mavi boncuk dağıtır...” sakız çiğner… GÜLÜMSER. Yanağında tek gamze, gerdan da üç ben vardı Dönüp, dönüp bakardı ilk göz göze gelenler Kimisi hastanede, kimi mahpuslardaydı Çok gencin hayatını felç etmişti GÜLÜMSER. Yanık bir sesi vardı, “İntizar’ı” söylerdi Bir şarkısı vardı ki; Benim aklım ermezdi O şarkıyı söylerken ağlatırdı herkes’i Kendisi de ağlardı “Fındık kurdu” GÜLÜMSER. “Aşkın gözü kördü” ya !.. Önce komşular gördü Neler, neler dediler... Oğlanın adı; YÜKSEL !... Ve... kader ağlarını örümcek gibi ördü “Başlığı” ödenirse... Gitti, gider GÜLÜMSER Kefenliği andıran beyaz gelinliğiyle Çıktı baba evinden gözünde yaşları sel Anlatılmaz hislere kapıldım O, giderken Gözü arkada kaldı, son kez baktı GÜLÜMSER ......................... “Unuttum” sanıyordum, çok yıl geçti üstünden Delikanlıydım artık, her problem; Çözümsel “İlk kez milli” olmaya, mâlum bir yere gittik Yüksel’i satmış O’nu !.. Karşımdaydı GÜLÜMSER. Evlenip de gidince, çabuk geçmiş hoş günler Çocuk doğuramamış, fail-î sabit; Yüksel. Dağıttırmaz yuvayı, “KUMA” yı da benimser Yüksel, hayırsız çıkar; Sermayedir GÜLÜMSER. “Sittin sene” de geçse, unutamazmış beni O, herkes’i ağlatan şarkı vardı ya hani !.. Ancak o gün öğrendim, “MAKBER” miş söylediği İşte, o’nu söyledi… acı, acı GÜLÜMSER. Bana bir haller oldu, teşhis koyamadılar Derde deva bulmaya yemin etmiş tabipler. Boşuna okumuşlar; Farmakoloji... falan Sen harici bu derde, derman yokmuş; GÜLÜMSER. “Dut yemiş, bülbül” idim, geceydi hep gündüzler Okuyup, üflediler; Evliyalar.. Erenler !.. Kitabında yazmamış; Vahiy inmiş Nebi’ler Seni sevmek ne kutsal ibadetmiş; GÜLÜMSER. ....................... O, cihan güzeli ki; Kıyıverdi canına Gözümü kırpsam bir an, hayali ki; Gülümser, En içten dileğimle yazdım “Mezar taşı” na İlk gözağrım, ilk aşkım; Komşu kızı GÜLÜMSER. 21.12.2008 – 10.01.2009 Recep Ümit NİŞANCI P.K.3 Muratlı/TEKİRDAĞ namikcemal@ |