"İSTANBUL"Şöyle dik bir yokuş Arnavut taşlı, Dışarıda ilkbahar güneşi Ilık bir mayıs günü, Gökyüzünde beyaz martılar, Karşımda Boğaziçi köprüsü Elimde yarım ekmek, İçi kızarmış balık dolu Eski bir banka oturup Seyrediyorum İstanbul’u Hava kararmasa Akşamda olmasa, İnmesem şehre Biraz daha kalsa, İstanbul benimle Ama hep bu haliyle. Sonra Kollarımı açarak koşsam, yokuş aşağı. Rüzgarda sarılsa bana Saçlarımı dağıtsa Sonra doya doya, bağıra bağıra ağlasam. Yine aynı rüzgar Yaşlarımı kurutsa Ve bir daha hiç ağlamasam. İstanbul bana, bende ona sarılsam. |
istanbul yakama yapışacak biliyorum..
saygılar kaleme.