tatlı rüyalar...
tutma beni diyorsun
bırak uyuyabileyim.. ne zamandır anı paylaşımında kan uyuşmazlığını aşıp organ naklindeki başarısızlıklarımızı unutup gülümsüyoruz aynı anda mutluluk paylaşımında geldiğimiz son nokta bu mu? silmiştik öyle değil mi? hızlı aramalar listesinden adımızı sık gorusulenler listesindeki hesabımızı uyanılırsa gecenin bir yarısı hayalini kuracaklarımız arasındaki önceliğimizi değiştirmiştik öyle değil mi? gülümsüyormuş gibi yapacaktık sorulunca üstümüze gelinirse inkar edecektik ne zaman bizden bahsedilse konuyu değiştirip -Ha o’mu deyip, mutludur şimdi yeni sevgilisiyle...diyerek biterecektik çok önce kapanmış bir yaranın kurumuş kabuğunu kaldırınca inceden kan sızar ya kuruyunca yeni bir kabuk bağlar canın yanmaz tatlı bir kaşıntı sarar yine kanatırsın bu defa kanamaz yeniden hatırlamak istersin bu defa o kadar canın yanmaz böyle böyle mi gecer aşk acısı bir zaman sonra yeni sevdalar peydahlanır insan o bir zamanlar en çok sevdiğine artık bir dost gibi anlatır tutma beni diyorsun birak gideyim seni tutabilseydim eğer o güneşli soğuk kış gününde tutardım zaten kal’saydınlar hala bilinmeyenleri bulunamamış bir çözümleme gibi cok mutluyduk biz çok bilmiyorduk ama bilmekte gerekmiyordu mutlu olmak için kısa zaman aralıklarına sıkışmış belki de bu yüzden olmayacak birşey gibiydik olmadık şimdi tutma beni bırak gideyim diyorsun ya kolum kanadım kırık sarıp sarmalayamiyorsam seni git artık en çok gurur duydugum yaram sensin bu bedenimdeki... |