Lamantini
Gülşen’e
Şampanya renkli yapraklar yere düşünce Ağaçları çıldırtan yalnızlığa bıraktı mevsim I. Diz çöktüm Boynumu önüne hükümsüz koydum cellat Efsunlu ve kanlı kılıcınla sula toprağı Çünkü dokunacaktım Tohum atacaktım haram tarlalara Şeytan böyle istemişti Kızgın mısın mavi elbiseli kadın Bilsen arafta kaldığımı Ağladım yoktun sen Ağladım II. Dalga kıranlar kırdı boynumu Damla olup düşmeden abis karanlığıma yakamozlar Kanatlarında derviş kuvvetiyle uçuyordum çavuş kuşunun Bulutlar iklim değişikliğiyle getirdi seni Sırt üstü yatan bir kadın Ardımı döndüm suskunluğuna Sulamadım kurumuş tenini ahududunun Sağımda buldum düşünürken seni Yalnızlığına yatırdım Hayalimde üstündeydim bulutunun Yıldırımların kopacağına emindim Girseydim çığlığın kulaklarımda yankılanırdı Arzun göğe yükselirdi Bir elmaşekeri gibi tadardın Erirdi katı vücudun güneşin dokunduğu buz nasıl eriyorsa Su olurdun, çağlayan olurdun, coşardın Bakma bana öyle gizliden gizliye Annemin yetiştirdiği saf çocuğum Sen lamantini Açıverseydin sineni, çağırsaydın sinene Gelirdim bir dilim ekmeğe nasıl gidiyorsa veletler Gelirdim ........... pişmanım………. Keşkelerim………………… Bin bir tane……………….. …………Şimdi ……………. Sana bir canan borcum var Hadi bana evet de! |