ZEMHERİ
ZEMHERİ…
Bir kuru yaprak çıtırtısı mıydı? Kalbimden gelen o eşsiz ses. Yoksa ılık bir sahil rüzgârımı Yüzüme vuran o eşsiz nefes. Dolunay akşamlarının yıldızları saydırması mıydı? Seni özleten gecenin ve gündüzün her dakikasını bir bir saymak… Yoksa tabiatın, dört mevsimin den birimiydi senin zemherin. Ben seni sevdim soğuk gözyaşlarıyla, pişmanlığını duymadan, üşümenin Her aldığım nefeste buz kesiyorsam zemherinde. Yaptığım her solunum senin dudaklarından, suni teneffüs olur bedenime. Ben senin nefesinden doğarım hayata, ölümde bile. Can havliyle doğrulmalarımda seni görüyorsam ölümden ürkmeden Ben seni sevdim bu yangının küllerinde hem de hiç tükenmeden. Saçlarıma düşen her kır tanesinin bir adı var, Karanlığımın içine döktüğüm her damla gözyaşımın da, Ve inan ki hepsinin adı bir ve aynı Hepsinin adı sen ve yalnızca sevda. Gündüz de yanıyor mu benim gibi Ve ben yanmıyor muyum gökyüzü gibi Güneş sensin, gece ben mi? Yine hüzün, yine gece olmayan bir tek sen mi? Kapıyı açtığımda sensizlikten başka şey görmüyordu gözüm Kokusu duyulan tek şeydi yalnızlık dediğim hüzün. Ve bir gün bittiğinde bu sözüm Göğsümde kara bir zambak üstümde on kürek torak Daracık kuytunun karanlığında olacağım. Gözlerim senden ayrılmanın damlacıklarını taşıyor olsa da Huzur ve gurur olacak ruhum da Seni sevmek ne büyük kısmet, ölmek ne kelime, Ben, seni sevmiş olmanın tesellisinde olacağım, Şerefle ve haysiyetle… BEKİR ALPARS |
btl8781 tarafından 4/2/2013 4:28:13 PM zamanında düzenlenmiştir.