SÜRGÜNŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Dolunayı kıran bir ayet çalındı kulağıma Sen yazgımın ucunda oturuyordun; Ben, sana yakılmış bir türkünün otağında. Yüreğimi Ceyhan’a döktüler sonra, Kurşun eğirdiler o tunçtan sokaklarda.. Avşar’ıma.. *.*.* Kozan’da isli bir sabahtı, Arş biraz kızıl, biraz da mukadderattı Dağlar tekmil kefen beyaz Rüyalarımız; Giden gelmez cenginde sırılsıklam âzâptı.. Gülâzem, dedin Gülâzem... Sur gözünden gökçe sığınlar baktı Dilimizde "körolası yazgı" sedası, Atide şafaksız yazgımızın bin yıllık muamması vardı Gülâzem, dedin Gülâzem.. Saçlarımdan sarı kurak bir iklim aktı Bir yanda Zamantı bir yanda Yarsuat Serde davudî mızrabın yası vardı Gülâzem, dedin Ellerim ıskan yurdunda ucuz pazardı Gök demir, yer bakır Kadim dostlar yüzümüze kapı duvardı Payas’ta zindanların muhkem duvarları, Gördeles’te Suna’nın kara feryadı vardı Gülâzem, dedin Tan beldesinden sûvariler kalktı Önümüzde Cihan’ın, Misis’in dumanı Avuçlarımda un yanığı sofraların izi vardı Gülâzem, dedin Üstümüzde Mecit Paşa sancağı Hemite önlerinde, pehlivan padişahı’nın karargahı vardı ...Kuruldu uluğ divan Kelâmın sağmalı yozu kanadı Diller lâl oldu, obalar sağır Onyedi boy beyinin yüreğini urgan belasının alevi sardı... Gülâzem, dedin Gülâzem.. Ellerim arzın belinde kırıldı kaldı Gönül Haleb’inden bir bozlak havalandı "Kalktı göçeyledi Avşar elleri" Yılan Kalesi’nde Şahmeran’ın ahı kaldı Veznimden bin yıllık ihlas aktı Tekerrür eyledi sesinle şemsî harfler, Gözlerimdeki yaşa figanlar dadandı Gülâzem dedin; Gülâzem.! Elifi elifine omzumda tevafuk eden nişânem Çöz ebabil mühürlerini dudağının kıyısından, Sensiz , filizkıranlar geçiyor Anadolu’mdan.. Hüma🕊️ |