ELÂNIN BELÂSI MENEVİŞLERİMDE YİTMEYESİN...bir gün dönüp geldiğinde ki geleceksin biliyorum tokat gibi yüzünde patlayıp tuz buz olacak ay ışığında aksini ve kâinatı düşürdüğüm leb-i derya camlarım şaşıracaksın gücenmiş incinmiş tutsaklığından çatlayan bir yürek ölümünü o güne saklıyor işte kapıda taş kesilecek bedenin donacaksın her yer odalar duvarlar denize dökülen kirli sarı gövdesiyle bu ev gelişinle imha edecek kendini ya kaç git yıllarca gelmediğin gibi hiç gelmemiş gibi git ya gel uzan yanıma iki can/sız beden gibi (-tut elimi demiyorum hayır sıcaklığını bilmeyen tenim vaz geçmesin kararından-) açık bir tabuta uzatılmış gibi kıpırtısız yüzüme bakma (-gözlerimi bilmeyen gönlün nedâmetle elânın belâsı menevişlerimde yitmesin gider ayak-) sıvaları dökülmüş tavana mıhla bakışlarını gri gökyüzünden bir parça bulut gölgesi düşsün göğsümüze köhne evin isli çırası üflesin ve söndürsün son alevi son nefesiyle kal/ır/san benim gibi kal/ır/san bu ev gibi yok olacaksın var mısın... CEYDA GÖRK...eylül27... |
uzan yanıma
iki can/sız beden gibi
(-tut elimi demiyorum
hayır sıcaklığını bilmeyen tenim vaz geçmesin kararından-) (vazgeçmek sanırım klavye hatası birleşik olacak)
bunu aslında şiirin güzelliği içerisinde hiç fark etmeyebilirdim... Şiiriniz o kadar güzeldi ki... ama bu bölüm ayrı bir resital. aynı bir haykırış ve yeni bir keşifti benim için.. Vuruldum, eridim, tekrar bütünleştim.. Bu duyguyu nadiren yaşarım.. İşte bunu yaşarken gözüme takıldı... O noktaya işaret çekmeden de yorum yazamadım...
Yüreğinize ve bu güzel mısralarla içime işleyen dünyanıza sağlık...
Sevgimle
Derya