BEKLEMEZ BAHARI KAR ÇİÇEKLERİBelki son gülüştü Bir can tenhaya düştü Kullardan uzak, Mevla’ya yakın Hücreler siyah olmuyor her zaman Beyazlar da kararıyor... Her yerde kar, yürekte nâr Her iki cihanda Seni bekleyen var Bir kuş gibi süzüldün semalara Bir veda hüznü vardı ardında Ayrıldın… Dualarla… Nisanı bekliyordun, Halden bilecek insanı.. Yüzün millete dönüktü Özün Hakk’a… Mevla’ya açıktı eller Dillerde zikir... Yürekten bağlıydı Alperenleri Beklemez baharı kar çiçekleri “Bir çeşme başında uzanmak isterken huzur ile” Kevser’in başına çağırdı Sonsuzluğun sahibi… “Uzak, çok uzak yerleri özlerken” Vakit tamam oldu Kalabalık meydanlardan uzak Son mekân tenha oldu… Ömrünün son anında Son sözünü söylüyorsun.. lisan-ı hal ile: “Sana gelmek istiyordum” der gibi… Tebessüm ile… Yüzün millete dönük, Özün sonsuzluğun sahibine… Sonsuzluğu düşünüyordun, Artık üşümüyordun… Tenha ve kar İçerde hasret, içerde nâr “Özlediğin Sonsuzluğun Sahibi” Şimdi sana gerçek yâr… Artık kimse kapamıyor pencereleri Beklemez baharı kar çiçekleri… Gidiyorsun Bırakıp çok şeyi gidiyorsun. Mertliği, yiğitliği Ve… Doğruluğu, dürüstlüğü Bize de bırak Çok ihtiyacımız var… Gidiyorsun… Beyaz karlar, oldu kefenin Her yer kar ve soğuktu Sen gidiyorsun Bu defa üşümüyorsun… Üşüyemiyorsun… |