Kangrenli Yanım
Gül diktim zemheriye ,
Nisan zifirisinde, Bir kayıp yıldızdın nasırlı avuçlarımda. Okşardım bakışlarını, Saklardım mahzende, Güneşe inat. Umut çaldım, serseri akşamlara, Tarumar ettin hayallerimi, Bozuk bir plak çalıyordu eskilerden, cızırtılı, Umurumda değildi mal, mülk, evlat, Dipsiz yalanlardan kan akıyordu oluk oluk, Ve sel’e dönmüştü gözyaşlarım, Islanmıştı baba yadigârı, Köstekli saat. Hayal sokaklarında yürüyorum, Dalgın dalgın, Akıyorum girdap boşluklarına, Dibine çöküyorum sensizliğin, Maddiyatın kanserli virüsleri, Sarar, sızlar her yanım. Ah! Şu efkâr sayfası yok mu? Şu efkâr sayfası, Bir çizik çeksem, Bir yırtabilsem, yakabilsem, Kangrenli yanımı kesiversem, Şu beşeri marazları bir atabilsem. İşte o vakit ver elini sevdam, elini ver, Bana kaldırımsız sokağın köşesinde, Bingöl Dağının en doruğunda bir karış toprak, Ağlamaklı ömrümün son deminde İliklerime kadar, senle ısınacağım bir yer. |
fikirlerin yaşamı saran sayfalarını yırtmak hazin