ÇİLEKEŞ YOLLAR
Yol kadar ağır yük taşıyan,
İnsanların kahrını çeken, Var mıdır dünyada? Şehirleri, kasabaları, Dağları, ovaları, Irmakları denizleri, Birbirlerine bağlayan, Çilekeş yollar… Hastayı, ağır yaralıları, ölümleri, Korkmadan, yılmadan taşıyan, Bütün bunlara ücret istemeyen, Vefakâr yollar… Suçlu biner üstüne, Esrarkeş, esrar çeker, Sabahlara kadar, Tinerciler, sabahlar köprü altında, Arabalar zehir saçar, Masum yolumun ortasında, Bütün bunlara sabreden Benim duygu yüklü yollarım… Hep susar ve gözyaşı dökersin, Geceleri için için ağlarsın, Gözyaşın durmaz gözünde, Kar sabahlamaz, Dolu tutmaz özünde. Katiller, sarhoşlar, esrarkeşler, Cirit atar, sabahlara kadar, Sen, onlara hiç kızmazsın, Irmaklar sessizce akar gider, Güzelliğini insanlığa feda eder, Kaderlerine hep razı olurlar, Hep insanlığın hayrına solurlar… Yol, yolmaz ve yorulmaz; İnsanlar yolları yolar, Yollar sessiz ve derinden, Akar dağlara, ovalara, Irmaklara, denizlere. Acı çekenler ağıt yakar: “Katil, acımasız yol! Virajların ne de keskin? Yollar, ikide bir neden kıvrılır? Denizler neden kabarır? Rüzgâr, neden çıkmıştır? Yollar, neden buzludur? Asfalt, neden gözyaşı döker?” Hep bahaneler, ağlamalar, sızlamalar; Suçu hiç kendilerinde aramazlar, Kadere hiç razı olmazlar… Yollar, dağlar, denizler ağlar, Kalpsizlerin gözlerinden, Bir damla gözyaşı çıkmaz, Hep kendileri haklıdır; Yollar hep suçludur, Yollar suçlu doğmuştur… Çilekeş yollar, benim kaderimsin, Senin üzerinde hep hakça yürüdüm, Aşkları, iyilikleri, güzellikleri, Seninle benliğime bürüdüm… 22.12.2006 Akdağmadeni |
Tekerlek, yolların aşkından erir
Bir an ayrılamaz, yolla sevişir.
Yollar, tekerleğe dolanır gelir
Sonunda, gurbetle sıla birleşir.
Onur BİLGE
Yolar, kimini kavuşturur, kimini yollar...