KORKULARIM...Acı ve umut arasındaki ince çizginin ölümle yaren ruhuna dokundu varlığımı sıkan bir tutam bunaltının şuursuz çırpınışı... Azap üstüne azap dökülüyor ilkbahar ağaçlarından Tunca çalıyor şaşkınlığımın halsiz sarılığı beynimde; karanlık mağaralardan çıkan yamyamlar ve soluk benizli kelle avcıları Eteğini çekiştirip duruyor korkularımın... Yalın ayak geçiyorum kırmızı başlıklı masallardan Ruhum gizlenmiş ayaklarıma yollarıma dikenler saçmış ejderhalar dikenlere basan ayaklarımdan ruhuma, acının sivri ucu değiyor... Korkularımı kemiksiz ve etsiz bir kapının kolunu döndürürken buluyorum. Kayıpların yalınayak yiyicisi; İşkembe ruh! Beynimdeki teneke seslerinin taklitçisi korkular bu odanın öteki yüzünde... Açıl korkularımın etsiz ve kemiksiz kapısı söyle neredesin? Ey yalın ayakların yiyicisi işkembe ruh!... muhacir düş |