Pazar Çalgıcıları
Pazar kalabalık
Bir ilkbahar güneşi koparmış zincirini Gölgeler korkmuş heybetinden Ayaklarım ayaklara basmamaya odaklı Gözlerim domateslere takılmıştı ki Pazarcının haykırışı arasına bir ses sızdı “Bu parça güzel arkadaşın için! ” Fıtığı kudurmuş boynuma aldırmadı başım Dönüp baktım İki çalgıcı Birinin elinde saz Org çalan tasdik eder gibi baş sallamakta Parmaklar mı başa uyar, baş mı parmaklara? Nağmeler dökülüyor saz çalanın dudaklarından Ekmek kokuyor Yağ kokuyor tuz kokuyor Yanık kokuyor nefesleri. Güftesinden farklı tonlanıyor sözler Hasret taşıyor gün ışığına Umut taşıyor Ezgiye tutam tutam da aşk bulaşıyor… Sonbahar kızılının hükümsüzlüğünü görüyorum gözlerinde Beyazı, yeşili bilmiyorlar Karanlığı bile göremiyor bakışları Devamlı bir renksizliği deliyor Kirpiklere erişemiyor dokunuşları. Eline ve kulağına paylaşmışlar dünyayı Hatırlıyorlar mı soramadım Gördükleri renksiz rüyayı. Delikanlı omzuna uzatıyor kolunu yanındakinin Kızın gözlerindeki hayret parfüm kokusuna karışıyor Baktım etrafıma ilk pazarları gibi değil Kendime seslendim mırıltıyla: “Demek insan merhamet dilenmeyen Kör pazar çalgıcılarına da alışıyor! ” Şarkının bedelini bırakıp eskimiş kutuya Ulaştım hatıralarımda caddede yürüyen beyaz bastonluya Tam kenarındayken dipsiz bir uçurumun Güçlü bakışlarıyla yakalayıp Çıkarmıştı hayatın tam orta yerine İlmiği çözüp Urganı vermişti elime. Turgut Uzdu (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |
Bir ilkbahar güneşi koparmış zincirini
Gölgeler korkmuş heybetinden
Ayaklarım ayaklara basmamaya odaklı
Gözlerim domateslere takılmıştı ki
Pazarcının haykırışı arasına bir ses sızdı
“Bu parça güzel arkadaşın için! ”
Fıtığı kudurmuş boynuma aldırmadı başım
Dönüp baktım
İki çalgıcı
Birinin elinde saz
Org çalan tasdik eder gibi baş sallamakta
Parmaklar mı başa uyar, baş mı parmaklara?
Nağmeler dökülüyor saz çalanın dudaklarından
Ekmek kokuyor
Yağ kokuyor tuz kokuyor
güzel dizelerinizi ve sizi kutlarım. saygılarımla...