Bir yıl daha geçerken
Şehir, rüzgârı soluyor ağırdan,
Kaldırımlar dün geceden kalma izlerle dolu. Bir pencere aralanıyor, soğuk içeri doluyor, Saat, eski bir şarkıyı hatırlatır gibi tik tak ediyor. Takvimden düşen sayfalar gibi biz, Bir yılı bırakıp diğerine geçiyoruz. Gözlerim, hiç değişmeyen bir manzaraya bakıyor, Ama içinde bir umut saklı hâlâ, Belki bu sefer bir şey farklı olur. Mutluluklar hep iki arada kalmış, Bir tren gibi geçip gidiyor gözümüzün önünden. Ama ellerimiz boş değil bu sefer, Kırık dökük de olsa, bir şey tutuyoruz sıkıca. Yeni yıl, eski yıldan miras bir sessizlik, Ama içinde fısıldayan bir ses var: “Kendi sabahından sorumlusun, unutma.” Ve şehir, yavaşça uyanıyor, Bıraktığı yerden devam etmek için. |