YILDIZLAMA
Yarda seyrek sakal, yerde karınca
Derlemiş, denk etmiş azın azını Tavukta hasretlik göğe varınca Örselemiş keloğlanın kazını Saksağana akıl verir kel karga Saksafon methiye düzerken orga Ayak basmayınca beyler. Kadırga Ot bürümüş, ıtır örtmüş yüzünü Kedi palazlanmış haram süt ile Çakal yoldaş olmuş uyuz it ile Kavgası var pirelerin bit ile Kene var ki unutturmuş izini Göle dadanınca ördek kaçığı Karabataklarda döşün pöçüğü Dikten dalar boynuzlunun küçüğü Manda çalar aygır atın sazını Cılız oğlak karıştırmış yuvayı Akbabalar mesken tutmuş ovayı Bu sene gömüye girmemiş ayı. Tilki tutmaz olmuş han’ın sözünü Semaya yükselir tül ince ince Örümcek mahirce ağı örünce Şivan düşer akreplere görünce Yanılır, iğneler kendi dizini. İtler ürer, keyfi olur kurtların Yola çıksa ardı gelir dertlerin Nefesi kesilir iki cırtların. Üzerinde yırtar kaputbezini Göğü kuzgunların göçü bürümüş İzan sarp, yol yalın, yaya yürümüş Harami kurtların içi çürümüş Unutmuşlar haysiyetin yazını Kartallar kargaya ömrünü sormuş “Bu akıl işidir” cevabı almış Altta köstebeği görünce dalmış Kargaya vakfetmiş yürek közünü. Martılar hamsiye hücum edende Uykulu ayılar homurdar inde Derler ki; “siper al, bir yere sin de. Bir hamlede çıkar çaylak gözünü” Kuyruğuna girmiş sivrisinekler Bir tekmede sütü döker inekler Bağımıza bağban olmuş dönekler Yellozlar da çeker olmuş nazını Çöplüğün arkası olunca yokuş Çınarın dibine tuz döker baykuş Haramzadeler ki, haremi alkış Duyar hayat bulur, yazar tezini Tazılar beğenmez körpe etini Çullukçular arka tutar çetini! Denilmedi daha sözün bütünü İşte, söz yitirmiş sözün özünü Zülfikar Yapar Kaleli |
Çullukçular arka tutar çetini!
Denilmedi daha sözün bütünü
İşte, söz yitirmiş sözün özünü
Kutladım selamlarımla dost şair.Yüreğinize sağlık anlamlı dizelerdi.