yaş ile geleni ağırlar kalp dilsiz bir boyun eğmedir o an sevda kanmaya gör yolu kendinden geçene cehennemin cennetinde tevafuk eğler söz her ayıptan türemiş günah öylece büyür bir kibir dua ile yaslanır dudaklara
seyri önceden belli hayatın sırrındadır nefes hayalhanesi raks edince ruhta kâh acı kâh sancı sessiz bir elvedanın baş tacı çekilmiş sürmelere en mahremini yazdıkça kalem öylece silinir bir başkasına kazınan kader
zamanın karanlık yüzünü saklamadıkça içimde hasretin gölgesinde kalmış katre bulamaz canımın usulca aktığı yeri ne vakityağmur kaybetti gözlerini benim sende bitmişliğim buldu kederi yıllarım yabancısıydı yolunun bakışlar nişan düşürdükçe yalnızlığa bir sonsuzluk kapısı açılır/ diğeri kapanınca sus haritasında iki uzak nokta kadardık öylece vardık
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
gönlünün gözünü çevir… şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
gönlünün gözünü çevir… şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
yeniden hoş geldin Alicengiz..özlettin şiirlerini...
yine harika bir şiir.Alicengiz şiirlerini her zaman çok sevmişimdir..gerek kullandığı dil bakımından sadeliği, gerekse şiirde yakaladığım melodi şiire çeker beni..bir de şair aşkı yazıyorsa...:))
seyri önceden belli hayatın sırrındadır nefes hayalhanesi raks edince ruhta kâh acı kâh sancı sessiz bir elvedanın baş tacı çekilmiş sürmelere en mahremini yazdıkça kalem öylece silinir bir başkasına kazınan kader
Kalem kaderi bozabilir mi?? "Bozabilir şairim" diyeceğim ama sevdiğim bir şair, şiirle dünyayı kurtarabileceğiniz düşüncesine kapıldığınızda evet çok iyi bir şair olursunuz ama gerçek dünyayla bağlarınız kopmaya başlar demişti...
Burada bir tercih yapmak gerektiğinde zaten biz hiç gerçek dünyada yaşamadık diyebilirim. Biz hep mısralardaydık hep mısralarla dünyayı insanları değiştirme ülküsünün peşindeydik, yani bilinçsiz bir tercihti bizimkisi dourganlığımızda bize eklenen ve durduramadığımız. Şimdi böyle aman ha buna inanırsan düşersin gerçeklikten dendiğinde korkmaya gerek yok çünkü zaten düşmüşüz... Bugün ve bundan sonra bizi yok yazın hocam dünya defterine demek geliyor içimden...
Bu nedenle kalem yazarken silinen kader düşüncesine inanalım şair ve hayatın seyrinin belli olması düşüncesine inat daha çok yazalım, döngüleri kırmak için...
Sevgilerimle... (Dimdik duralım üst dudağın ile burnun arasındaki dikine girintinin üzerinde)
zamanın karanlık yüzünü saklamadıkça içimde hasretin gölgesinde kalmış katre bulamaz canımın usulca aktığı yeri ne vakit yağmur kaybetti gözlerini benim sende bitmişliğim buldu kederi yıllarım yabancısıydı yolunun bakışlar nişan düşürdükçe yalnızlığa bir sonsuzluk kapısı açılır/ diğeri kapanınca sus haritasında iki uzak nokta kadardık öylece vardık
Şiir kendini okutuyor ki imgeler oldukça yerinde kullanılmış anlamı daha da zenginleştirmiş. Sesteşler ve aliterasyon şiire yakışıyor, dizelere ahenk yüklüyor.
Günlük dili, şiire çeviren işte bu dize!
ne vakit yağmur kaybetti gözlerini
Şiir dilin tersinde yer alır demiştir edebi yazım düşünürleri ve Salâh Birsel bakışıyla da bu onaylanıyor poetika şiiri bayağıdan uzak tutar, kuramı vardır şiirin ve bu anlatım ve betimlemenin verdiği yoğunluk akılla ve duyguyla birleşirse diğer kavramların yerine oturmasını sağlar.
Beğenimle ve başarılarınızın devamını dilerim. Şiirle...
Yok yok, defalarca başa dönmek gerek..
Dönmek gerek , şiirleri her seferinde biraz daha yüreğe gömmek için..
Kutlarım alicengiz..