2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
6750
Okunma
Bursa şair ve ozanlarından gönül dostum, Seyrullah VATANSEVER ( Ozan Seyfi ) ben Suat TUTAK ağabeyine şiir şeklinde yazılmış (ŞİİRSEL MEKTUP- MANZUM MEKTUP) bir mektup gönderdi. Mektup 29 Ağustos 2006 tarihinde yazılmıştı. Şimdi size o mektubu aynen bu satırlarda sunuyorum. Ardından da cevap olarak yazdığım, ben Suat TUTAK’ın şiirsel mektubunu sizlere sunacağım.
Bu şiirsel mektupları gelecek kuşaklara örnek olması için bu kitabımda yer vermeyi uygun buldum. Çünkü; bizler geçiciyiz, kitaplar kalıcı.. Türkçe’mizin, Türk kültürümüzün ne denli engin bir anlatımı olduğunu gelecek kuşaklara göstermek amacıyla bu şiirsel mektuplar bu sahifelere alınmıştır. Sevgilerimle.
Suat TUTAK – SÖKE
21 Mart 2007
Bahar Bayramı günü..
Ozan Seyfi’nin Şiirsel Mektubu:
M E R H A B A
Merhaba Suat abi, nasılsın iyi misin
Dosttan haberin aldım, hep bildiğim gibisin
İhmal edip de seni, üzdüm galiba abi
Düğün dernek geziler, telâşımdandır tabi.
Yarışmalar, geziler telâşesi sürüyor
Ağır, aksakta olsa, hayat böyle yürüyor
Ara-sıra aksilik, düğün telâşı bir de
Ne zaman bırakıyor, ne de bir akıl bende.
Simav, Yozgat, Isparta ardından da Tunçbilek
Yarışma ve etkinlik yapıyoruz severek
Tunçbilek listesinde adına çok sevindim
Orda göremeyince hasta mı oldu, dedim.
Söke’deki dostlara sordum; dediler, iyi
Onlar ile paylaştım, senle olan sevgiyi.
Yirmi yedi Ağustos düğünümüz var idi
Dedim ya Suat abi, biraz zaman dar idi..
Senin o gülen yüzün; sanma ki, unuturum
Söke’deki günlerle kendimi avuturum.
Gerçi, biraz bende de, vardır biraz kabahat
Tembelliğe verip de, yaparız istirahat .
Belki biraz yaşlanıp, başladık yorulmaya
Yada az tembellikten, mazeret aramaya..
Şiir gecelerinde isterim seni görmek
Sarılıp da boynuna, iki elini öpmek..
Söke gecelerinin tadı bir başka abi
Gülen yüzünüz var ya, yetiyor bize tabi..
Bir yanda dünya derdi, bir yanda yarışmalar
Suat abi; hatlarda, başladı karışmalar.
Hangisine yetişip, şaşırdım ne yapayım
Sizin gibi dostlara, gönlüm ister tapayım.
Bursa bildiğin gibi, ağır-aksak gidiyor
Senin Seyfi kardeşin, bu âlemi seviyor..
Şiirler yazmaz isem, mektuplar yazıyorum
Kimi hatırım sormaz, azıcık kızıyorum..
Kendimizi anlatıp, halkın dili oluruz
Edebiyat dergisi derindir, boğuluruz..
Kendi çabamız ile çıkmaya çalışırız
Bazen eleştirirler, buna da alışırız..
Gördüğüm aymazlığı yazıp da, taşlıyorum
Hayatın mektebine ben, yeni başlıyorum..
Söke’deki dostlarım, umarım ki iyidir
Senin Seyfi kardeşin, hep bildiğin gibidir..
Öğretmenler lokali, ikinci adresimdir
Yazdığım bu satırlar, size olan sevgimdir..
Ne gam alır-satarız, ne de ederiz tasa
Bir şey yazma tutkusu, içimizde olmasa..
Teknoloji çağında, seviyorum postayı
Bir şeyler karalayıp, dostlara yollamayı
Kahrolası yalnızlık, bazen de bunaltıyor
Geceler konuşmaya, bir dostu aratıyor..
Kalem ile kâğıdım, en güzel dost oluyor
Benim yalnızlığımı, bir tek onlar anlıyor..
Daha da ne diyeyim, Suat abi şaşırdım,
Sizlerin sayesinde, zincirlerimi kırdım..
Mektubuma değil de, satıra verdim mola,
Sürçü lisan ettimse, Suat abi af ola..
Davetiniz olursa, Söke’ye de gelirim
Oradaki dostlara çok, çok selâm ederim.
Ozan Seyfi
29.08.2006-Bursa
Ozan Seyfi’ye, Suat TUTAK’tan Manzum ( Şiirsel) Cevap :
Ç İ L E K E Ş N Â M E…
İkişerli dizilmiş satırların, sözlerin
“ Merhaba “ sözünle geldi bana, bal özlerin..
Seni özlerim ama, postadadır gözlerim
Sevgimi paylaşmak için, hep yolun gözlerim..
Sanma ki bu sevgimiz paradandır, puldandır
Aklımıza gelmeyen şöhrettendir, şandandır..
O öyle bir sevgi ki, Hak’tan gelen candandır
Biz kullar bilmesek de, yüce Yaradan’dandır..
Kime kalmış bu dünya, sanma ki bize kalır
Yolun sonunda bu can, bir avuç toprak olur
Taşı düşmüş, toprağı göçmüş, o kara yerde
Bekler toprak olmuş canlar, hani dostlar nerde?
Senden yana esip gelen o deli Poyraz’da
Seni beklerim rahmet olup düşen yağmurda..
Bir oğlanı evlendirmişsin, hayırlı olsun
Sevindim; mutluluğa, sen de bir yol bulmuşsun..
Dile kolay, dokuz yıldır bekâr yaşamışsın
Çocukların uğruna nice çile tatmışsın..
Son bir bekârın kalmış, o da evlenir bir gün
Torunlarınla şenlenir, gönlün, ömrün o gün..
“Senin gülen yüzünü unutmadım” diyorsun
Hasretli yüreğimi derinden vuruyorsun..
Şiir gecelerinde görmek mi istiyorsun?
Benim istemediğimi, nerden biliyorsun?
Söyler misin; yetiyor, artıyor mu paramız?
Tuz basıp duruyoruz, kapanmıyor yaramız..
Mektup olur mu bilmem, bu bir çilekeşname
Sanma ki dostum bu sözlerim, bir sitemname?
“ Hatlar karıştı” diyorsun, hızlı yaşamaktan
Sanırım, o şehirleri bir bir dolaşmaktan..
Zorun ne be güzelim, canına kastın mı var?
Yarınları görmeye, özel anlaşman mı var?
Âşık Seyfi kardaşım, hem yoldaş, hem kandaşım
Kavga değil yolumuz, sevdam ile haldaşım..
Biz Hak yolcularıyız, işimiz sevgi ile
Bizi takip edenler, yaşasın sevda ile…
Sevgi ile gelmişiz sevene, sevgi için
Şu yalancı dünyada, kavgalar kimin için?
Derdimiz yok mal ile, maşat ile, can ile
Hepsi dünyada kalır, gidersin sen ah ile..
Bak şu insanların hâline, olsun tecrübe
İyi yaşa gününü, örnek olsun şu türbe..
Kiminde bir telâş, dünya malı için koşar,
Kin ile sevda yürekte, kimi buna şaşar…
Seven gönüller ise, her an âlemler aşar,
Kimi kör gözler de, şaşkın tavuk gibi koşar.
Bu âlem bilenlere, birer ibret tablosu,
Âhiretin aynası yok ki, budur tablosu..
Kanatsız uçurdun beni bak, arşı âlaya
Her ömrün sonunda varılmaz mı, Hak Tâlaya?
Öyle ise bu telâş, hengâme ne dünyaya ?
Boş ver üzülme, her yol varır bir gün ukbaya..
Yaşarken bir dost bulmuşsan, yada dost olmuşsan
Bu servet yetmez mi sana, bir de aşk bulmuşsan..
Aç olmasın gözlerin, bir gün toprakla dolar..
Sevgi yurdu o gönüller, ateşlerde yanar.
Sen sen ol; sevgiden şaşma, sevgiden taraf ol
Gönlüm seninle beraber, ömrünce mutlu ol.
Suat TUTAK
09. 03. 2007 – Söke