(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
yanıldım şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
yanıldım şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
boş sayfalar ne anlatırlar anıları maziyi yaşayanları işte hayatta boş zaman geçiyor sadece ömrü bitirmek bizim görevimiz saygılar diyorum güzel günlere mutlu yarınlara
Böyle bir yorum karşısında, utandırdınız doğrusu... Güzel yorumunuz onur verdi sayın şiir dostu şair, çok çok teşekkür ediyorum güzel ve içten sözlerinize ayrıca nezaketinize...
yanılgı biz insanlaradır şair... yaşadıklarımız bizim içindir... kimi şifa kimi ders kimi ibret. hayat yolunda asla geriye dönüp bakma orda takılma..içinde saklaki gücün olsun.. sevgi ve saygılarımla...
Çok teşekkür ederim. Sayfama misafirliğinizle onur verdiniz. Lakin ben sanırım iyi bir ev sahibi olamadım. Özür dilerim. Kızgınlığın getirdiği kırgınlıkla sildim şiirlerimi. En insani duygulardan sanırım; YANILMAK
geceme hoş geldiniz.. inanın şimdi o şiirleri okmadım diye daha çok üzüldüm .. nedeni ne olursa olsun . o şiirler bizim içimizden gelen anlatımlar duygularımız aşklarımız kırgınlıklarımız belki hayata isyanımız.. onlar yavrularımız kalbimizden doğan.. inşalah okmak banada nasip olur.. ve geri gelmeniz dileğiyle.. sevgi ve şiirle kalın..
yanıla yanıla bulacağız doğruyu hakedenler olacak övgüyü yergiyi de tabiii çünkü hayat böyle
Seni hak etmeyenleri sen asla hak etmeye çalışmamalısın kuralıdır yaşamın ama bizler herkesi kendimiz gibi bildiğimiz için galiba bu yüzden acı çekiyoruz... iyi bir sitem şiiri sevgiler saygılar
veda etmeyi düşünürken siteye, moral oldu sözleriniz, teşekkürler şunu bilin ki yüreğinizdeki sevgi ışıl ışıl parlıyor şu snal ortamda ama ben biz gibiler diye düşünerek yanılmayı sonuç çıkarıyorum yine de kırgınlık karşıdan gelse de bilirim ki sebep ben de... hoş kalın...
Yaşadıklarımızı aydın ve yalnızlığı olarak niteliyoruz. Hayata aydın bakışı ile bakmaya ise, sıfatla güçlendirilmiş öznelerle şeklinde, hiç ama hiç bakmadığımızı sürekli anlatıp söylüyoruz.
Çözmek için bilmek, bilmek için çok isteyerek sevmek, sevmek içinse sevilmemek riskini bilinçli ve iradeyle olacak bir göze almışlık gerekmektedir.
Aydın budur...
Toplumsalının, aydının söylediklerini sevmiyor olmasını ise sürüleşme, kullaşma ve güruhlaşma farkındasızlığına veriyoruz.
Bu genel toplumsal farkındasızlık, Türk ulus toplumsalına olan aşkımızı, sevgimizi, azmimizi, iradi bir kabul edilmişlikteki acı duyumsamasıyla güçlendirmektedir.
Aydın yalnız olmalı, aydınlanmanın yalın ve yakıcı acısını duyan bir yolda inatla yürümelidir.
En büyük aşkı okumaları, yazmaları, kitapları, düşünme krizleri ve kendisini de içine katarak yapacağı gözlemlerinden çıkardığı yeniler ile üretebildiğince ‘varolmak’lığıdır.
Aydının sosyalleşme kaygıları ile yapacağı sıradan iletişimler, halk dalkavukluğundan başlayıp, aydın sosyopatizmi(1) diye niteleyebildiğim bozulma ve bayağılaşmalara kadar varan türlerde ise eğer, aydın bitmiş ve aydınlık alacakaralığa dönmüştür !
Sıfat, her ne kadar anlamı güçlendiren bir dilbilimsel argüman ise de, sonuç olarak hep özne ve onun değiştiriciliğe imanlı eylemi asıldır.
Özneye anlam arayışında iken destek olanlar, sıfatlar değil, eylemlerdir. Belki de tekil söylemle "eylem"...
Hep ilk olan özne, öncül olansa eylemdir. Sıfatını ne olsa kendi bulup, hak ettiği niteleme ve nicelemeleri ile içerecektir.
Hayata bireyden toplumsala doğru bir algılama ile bakıyorsak, bireyimizin anlamlandırdığı "şey", toplumsala katkılamak ve toplumsaldan katmaktır.
Demek ki aydın, derinlerde yaşayan ve hayatı derinden gören bir yalnızdır.
Göreceli yalnızlık ve asıl yalnızlık arasındaki farkı dahi bilmeyen sürü, kul ve güruh algılamasına, anlatılmaz düşünsel ve duyumsal acılar hissederken ki haliyle dahi gülebilen, bu tipolojinden(2) kendi payına düşenleri mutlu edebilme erdemliliğinde yaşayan kişidir aydın..
Hep tutar, çeker, kurtarır ve aydınlatmaya çabalar.
Gördüğü ise, yol arkadaşları ve arkadaşlıkları esnasında edindiği yalnızlığı ve yaşamının amacını anlamlayan, bütün kavramsal anlamlarda bir terk ediliş(ler)dir.
Aydın, ihanete uğradıkça, aydınlattıklarının darbelerini yedikçe aydınlanır ve güçlenir.
Övmelerin, beğenilerin içinde asıl ve gizlide olan güvensizliği hatta ihanetleri, bile bile bir "bilinç”le sevebilendir aydın.
Aydın, kendisine ve toplumuna ihanet eden insanın verdiği acıyı dahi, birikimsizliğe verebilerek hoşgörebilen insan türüdür...
Sizin yalnılgınız, benimse her zaman olduğu gibi, yenilgim kutlu olsun !
Sahte galibiyetlere sevinmek ve insanların dumak istediklerini "kalp" şeyleri söylemek yerine, bilgi, bilinç ve birikim toplamından çıkan gerçekleri söylemeye devam edeceğim.
Yanıldığınızı anlamak da en büyük erdemliktir.
Zararın neresinden dönseniz kardır.
Gönlünüzün istediği olsun.Selam sevgiler.