Elbet Güneş Doğacak
Hain vurdukça altından kalkamaz olduk yükün
Bin bir dertle dermansız, eyledik dilde sükûn. Susma ey dil; Neferi isen sen, Atatürk’ün De, çağlardır belası “Hainler” oldu Türk’ün. Ne oldu Sümer’lere, İskit, Saka ve yekûn? Farkında mısın dünya, “Mayalar” senin kökün.. Kayıp kıta “Mu” senin, ummanlar, Gök-Türk’ün! Beş kıtaya dağıldın, Ergenekon bir öykün! Al-Taydan yay gererdin “Tuna” ya düşerdi okun Tufanlar yaratırdın, düşmandan yoktu korkun. Taht kavgaları, isyan.. Türk’ü Türk’e kırdırdı dün ‘Sen, Âdem olarak var oldun’ ağırdır yükün? Ezeli gardaşları düşman eyledi hain …Kürt, Laz, Çerkez diyerek parçaladılar kökün Fakr-ü zaruret içre, harap, bitap bin zebun; Kan akar oluk, oluk feryat figanda bu gün. Bu şeraitten vahim her bir mebus gaflette… Tarihten ders almamış, düşünür yalnız küpün Şahit divana yine şanlı bir tarih yeter Geri dön şöyle bir bak göğe yayılmış kokun! Ben garibi zayi –mülk, yalnız banadır yokun Her daim ecnebiyle, yanında oldun tokun.. Süzün sabrı elekten, taşları surdan sökün Vekilim; vurun, kırın, bölün, kıvırın sokun! Hattı müdafaayı yıkmak çün fevk’e çıkın Sarsılmayan kaleyi, sathı kökünden yıkın. Bölünmezliğe bomba koyun kurşunlar sıkın Vatan, millet ve bayrak diyeni hapse tıkın Menzil-i maksuduna erersin eyle sebat! Tarihim tekerrürdür, hainlik devri hakkın. Revayı hak ile Millet, yönetilir bi hakkın Ey hain cemaati; Kırbacı yoktur, Hakk’ın Elbet güneş doğacak, arşı âlâya bakın Dirilmiş Neferiler geliyor akın, akın.. ÇANAKKALE – 1 Mart 2009 |