NUR U AKİLŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bu şiir kafamdaki bütün çok bilmiş yargıları yıkan ve artık bu konularda yel değirmenleri peşinde koşan kalemimi ve dilimi susturan AKİL ve NUR’a atfedilmiştir.
Dinle dildar, nasılmış meğer
Aşk dediğin ermiş kalplerde. İki civan ki cihana değer, İlmim hurafe kaldı gerilerde. Birinin Akil idi adı, cengâver Nur idi sevdiği bahçelerde. Akil tutulmuş idi sevda-yı Nur’a Nur bir goncaydı ışıktan ellerde. Akil bilemedi ancak sırr-ı aşkı Cahile sordu, boğuldu bilmecelerde. Cahilin cehl-i mik’adı boğdu Akil’i Akil leyli dolştı gündüzlerde. Nur’un gönlü ancak pek pak idi Kini görmezdi çatallı hecelerde. Nur Şems idi Akil’e artık Şemsi olmak zordu gecelerde. Nur gözlerine inince Akil’in Şamdan dibinde Akil, körebelerde. Sayfalar Akil’e seccade olurken Izdırap gözyaşı idi secdelerde. Lakin Nur’un büyümekteydi ışığı Sarmaktaydı Akil’i ıssız çöllerde “Akil-i divane” çağırı oldu âlem “Akil-i mecnun” oldu efsanelerde Eritti Akil’i aşk-ı Nur’un çilesi Derman kalmamış idi hekimlerde. Yeter idi ateş etrafında döndüğü Sabır tükenir oldu pervanelerde. Akil dinlemedi Cahilin kiyl-u kalini Ümit ölümsüz idi hep sinelerde. ‘Dem bu demdir’ coşkusuyla Akil, Nur’a yürüdü ılık meltemlerde. Zamanıydı vuslatın yahut firakın Ya ışık yazılı idi, yahut zindanlar kaderde. NUR’un adıyla Nur’a açıldı Akil, Nura gark olmak vardı hayallerde. Âlem sustu, Akil söyledi sessizce. Akil sustu, Nur gezindi gözlerde. Akil teslim olmuşken netice cenginde, Nur sardı gönlünü kadifelerde… Nur sönmedi, nurefşan kaldı yine Asla dolanmadı kibir denen yerde. Akil takılmadı, akli kaldı yine Mecnun olmadı dolgun ciltlerde. Dinle dildar, nasılmış meğer Aşk dediğin şanlı efsanelerde. Anla dildar, boşunaymış meğer Korkuların derin vesveselerde. Görmedi cihan böyle iki civan Ezberler bozuldu meclislerde. Söyle dildar, dua düşer sana: “Nur u Akil tükenmesin ebedlerde…” Dildar 01.01.09 |