çığlığın ilmine ermiş derviş kapısı bu kalp kendi içinde yasaklı kalmış acının ustası ki kaç duvarla kapatır acısını…bilir misin söze dahil bir nefsin uykusu kirpikten giyinirmiş ihramı tanımsız yaraların adını sıvar kapalı kapılar gibi saklar aşk’ı aşk’a noksan gelen tamamlar tamamlanmaz olanı
emanet sevmeler edindiğimiz bedenleri kutsarken eski mabette devşirme bir sabahın kan boyalı ihanetinde kuruyoruz tartıldıkça günahlarımız birbirimize hep fazlayız oysa gidilen yollar içinde zenginleştik göze hasret düşürdükçe ayrılık dudaklar da zalim pişmanlık dayatılmış ölümleri yaşadık bilmediğimiz bir kentte sahipsiz köpekler kadar yalnızdık sahiplenemediğimiz şimdi içimizde kalıntı
çözülüp yığılmış kalbinde kimsesi bilmiş bir hüzün emziriyor aşk’ı sezginin can evinde çekilmekten yorulmuş sabır düştükçe geceye kahır düşün olmaya kalktım sen gelip giden hayatım ben elinin çizgisinde sadece kıvrım divane ruhlar iğnelendi kederine ve inanmak istedin kaderine kabulümdür…ne yapalım ki yazı yarası
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
aşk’a noksan gelen tamamlar... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
aşk’a noksan gelen tamamlar... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
unutmazsan yeniden aşık olamazsın demişti bir tanıdığım evet unuttum bir yanımı ondan unuttum dediğin gibi (…hep bir yanımız eksik başladık sevmeye…olsun…ya hiç sevemeseydik…!)
... geç kalınmış bir ülkenin toprağıydı aşk ihanetle tüketip tövbeyle beslediğimiz ürkek yolculuk saklısında kimliğimiz biraz kırgın biraz sakar ve sahneye düşer pandomim aşklar ....
Aşka noksan gelen güzellik değil mi? birgün tek başına kalan denklemi tamamlar... ya hiç hiç koşmasaydın sevebilir miydin? ... demlenmiş bir cigaran vardır şimdi senin yak! yüreklere sığmayan koca dev... sevgim... saygılarım hep...
emanet sevmeler edindiğimiz bedenleri kutsarken eski mabette devşirme bir sabahın kan boyalı ihanetinde kuruyoruz tartıldıkça günahlarımız birbirimize hep fazlayız oysa gidilen yollar içinde zenginleştik göze hasret düşürdükçe ayrılık dudaklar da zalim pişmanlık dayatılmış ölümleri yaşadık bilmediğimiz bir kentte... kutluyorum güzelliği namık cem
teşekkür ederim her birinize...