Hazinem
ahşap duvarların arasında
sevgiye yenilmiş zamanlar akıp gitmenin korkusuyla sevda uǧruna yüreǧimizi baǧladılar bir kaç adım sonra zincire vurulup tutsak alındılar yerküre korkudan bunalımlara yenik düşerek, insan olmanın onurunu ona hiç yaşatmadılar… sevdalar suçlu bir sandalyede sanık olarak yargılandılar aleti ruhuydu yüreǧine damga vuran aşklarını yüreǧinde patlattılar… hoşça kal demeden ve arkalarına bakmadan ayrıldılar bitişler başlamaları getirdi, dayadı silah gibi gönlü bedene yaşananlar gerçektir meyil bırakmaz asla hikayelere ey nigar-ı rüzgar olan yar sevgiye yenik düşmesin şimdi zamanlar, seni zamansız seviyorum, zamanın içinde binlerceden biri olarak ahşap duvarlar arasında yosun tutmuş duvar taşlarına inat, ben gönlümü katıyorum ekmeǧine katık olsun diye bandıra bandıra yemek için bir tek kelimeye ev sahipliǧi yapan gönlümle girdin bir defa oraya „sevgi“ kelimesiyle bu tükenmez bir kaynaktır gönlümün sevgi basan darphanesiyle… Hasan Hüseyin Arslan, Hanau - Frankfurt am Main, 07.02.2009, saat 15:00 - 16:00 arasi, yolda, Almanya |