30
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1695
Okunma
Hani dün,
Sahilde gördüğüm adam
Akşamın alacakaranlığından
Sabahın gün doğumuna dek
Vuslatın resmini kumsala çizen mecnun…
Bugün yine gördüm
Bu şehrin köhne ara sokaklarının birinde
Ya birini ya da bir yeri arıyor gibiydi
Merak ettim,
Yine izledim sessizce
Küçük dar bir kapı önünde durdu
Işıklı bir tabelada,
“Dostlar Meyhanesi”
Yazıyordu
Girdi içeri
Etrafına bakınmadan
Yürüdü en köşedeki masaya oturdu
Yaklaştı bir garson,
-Buyurun efendim
-Bir büyük dedi (adam)
-Efendim yiyecek…(yarım kaldı sözü)
-Bir büyük diye (tekrarladı sadece)
Öyle bakıyordu ki önünde duran şişeye
Ya tüm dertleri onun içinde boğacak,
Ya da o zehri damarlarına zerk ederek
Sabah yeniden doğacak…
Bardağını dolduran garsona
“Sek” dedi usulca
Küçükte bir bahşiş verdi kendi üslubunca
Bu arada cırlak sesli bir hatun (şarkıcı
‘’Bu ne sevgi ah bu ne ızdırap”
Şarkısını söylüyordu şarkıyı mahvederek
Aldı bardağını
Gözleri tam karşısında bir noktaya kilitlenmişti
Sanki karşısında biri var gibi
Kaldırdı bardağını “Şerefe” dercesine
Dudağına değen zehri
Bir yudumda indirmişti
Yüreğindeki derinliğe…
Saatler ilerlemişti epey
Ve “Dostlar Meyhanesi” n de
Bir türkü geliyordu kulaklarına
“Batınım sen oldun zahirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin”
Hırıltılı sesiyle eşlik ediyordu adam da
Tabi ki
Şişe de yavaş yavaş iniyordu dibe…
Adamın içinde kopan fırtınayı
Kim bilebilirdi ki!
Sanki vuslatın özlemini
Hasretin ateşini bir şişeyle söndürecekti
Ve…
Sahneden son türkünün anonsu duyuldu
“İçtiğim iftira benim
Ciğerlerim yara benim
Herkes gitmiş sıra benim
Elveda elveda elveda canım”
Usulca kalktı masadan
Hafifte sendeledi hatta
Aynı dar kapıdan çıktığında
Derin bir nefes çekti ciğerlerine
Oksijen değil sigara dumanı dolmuştu
Sağ tarafa dönüp yürüdü
Belliydi rotası
O yol,
Dün sabahladığı sahil yoluydu…
Zeki BEKAR
DEVAMI YARIN========>>>