KÖRDÜĞÜM
Yaşamın aynasında ne kalmışsa gördüğüm
Sanki hepsi bir hayal, sanki hiç yaşanmamış Düşünceler bilmece, duygularsa kördüğüm Dün geride kalanlar bugünü hiç anmamış Bir an ki hüküm süren, meydan okur zamana Peşimdeki gölgeler varlığıma izdüşüm Islak bir martı gibi sığınmışım limana Bir yangın ortasında, ısrarla üşümüşüm Zifir karanlık gece esir almış beyazı Boyandıkça soluyor, çırpındıkça batıyor İşte hüzün tuvali, işte isyankâr yazı Fırça palete mahkûm, kalem efkâr satıyor. Yokluğun dünyasında varlık zerrede kalmış Eğriye boyun eğmiş, gizli kalan doğrular Hepsi başka biçimde ümitsizliğe salmış Zihinlere set çeken, cevapsız tüm sorular. Tenha bir gece vakti gökyüzüne uzanıp Sessiz bir çığlık gibi yıldızlarla konuştum Arza sirayet eden yalanlardan usanıp Yalın düşler içinde, hakikatle buluştum. Âlem benim, yol benim, heybeme ömür sığar Bu çile deryasında yandım ama pişmedim Artık eserse essin, ruhu savuran rüzgâr Ben dalımdan kopsam da, henüz yere düşmedim. Sabır ve sükûnetle, menzil olsa da ırak Düzlüğe çıkar yolum, ne yokuş, ne de eğim Sahtekâr bir dünyanın perdesini yırtarak Aç kapıyı ey hayat, ben geldim diyeceğim. EMİN ZEYBEK 25 Aralık 2008 Çalı-BURSA |