Doğu nedir?
Ey güzelim söyler misin bana?
Hepimizin bildiği bir yön müdür?
Yoksa bulutların kızıllaştığı,
Tan yerinin ağardığı,
Karanlığın aydınlığa dönüştüğü
Güneşin doğduğu yer midir?
Doğudan doğmak vardır
Bir güneş gibi, saf ve temiz
Sıcak mı sıcak.
Sımsıcacık.
O güneşin ki!
Aydınlığı vardır
Gülen gözlerle kalpleri saran.

Günün yarısı on iki saat
Gerçek yüzünü göstermek
O gerçek yüzün altında
Gerçek olan her şeyi göstermek
At gözlüklerini takarak değil
Çerçeveyi geniş tutmak
Büyük resim çizmek için
Büyük resim başarı demek.
Başarı yoksa
O büyük resmi,
Geniş çerçeveye çizemediğindendir.
İşte o zaman
Sarar etrafını korkular
Kaybolur en güzel günler,
Mutluluklar,
Yüreğinde başlar burukluklar
Arkası sıra gelir yokluklar.
Ana ağlar,
Baba ağlar
Yar ağlar,
Yaren ağlar.


Günün yarısı on iki saat dolar
Güneş dağların arkasına dalar
Havada yavaş yavaş karanlıklar
Yanar Edison icadı lambalar
Bir masaya otururmuşsun
Yaşadığın günün muhakemesi var
Düşündükçe gelen pişmanlıklar
Düşündükçe gelen mutluluklar.

Batı nedir?
Ey güzelim söyler misin bana?
Güneşin battığı yer midir?
Yoksa dağların ardına kaçarak
Yarılan bulutların yandığı
Ve kızıllaştığı
Ardından kayıplara karışıp
Kaybolmak mıdır?
Batıdan batmak vardır
Sıcak mı sıcak
Sımsıcacık umutlarla
Kucaklamak vardır
Senin sevgini ve bedenini
Sarılmak vardır, hiçbir şey düşünmeden
Uyumak vardır,
Etkileyen o güzel nefesinden.
Üstümüzü örtmek vardır,
Titreyen, titreten bedenlerimizden.
Günün yarısını tamamlamak vardır.
Batıdan batmak vardır
Karamsarlıkları, umutsuzlukları atmak vardır
Kalemi eline alıp
Yazmak vardır.
Günün muhakemesini yapmak vardır.
Her şeyi bir tarafa bırakıp
Yirmi dört saati tamamlamak vardır.
Güzellikleri yaşamak vardır
Gün batımından, gün doğumuna
Uyumak vardır
Yirmi dört saati doyasıya yaşamak vardır.
Güne yeniden başlamak vardır
Bulutları yararak
Tan yerini yaratmak vardır.
Çevrene çevrendekilere
Işığını yansıtmak vardır.

Açıkçası, doğudan doğmak,
Batıdan batmak vardır.
Yirmi dört saati
Dolu dolu yaşamak vardır
Yeniden doğmak için
Işığını yansıtmak vardır.
Sonuçta, insan olmak vardır
Tüm çanlılara ışığını yansıtmak vardır.
“Demir değnek eğilene
Demir çarık delinene kadar”
Yirmi dört saati
Dolu dolu yaşamak vardır.


Ziya BEKAR