HEJAN
yüzü esmere çalmış
kömür gözlü çocuk yüreğin kadar büyüktü bahtsızlığın b/öyle sessiz sedasız ölümler geçiyor coğrafyanda ‘’ fukara ölümü’’ derdi adına usta’m canında acı haykırışlar can paramparça/can harabe dur hele lo dur dinle kömür gözlüm dilinde demlenen son türkü dökülmedi daha dudaklarından söylemeden türkünü düşmesin bedenin toprağa …loy…loy… gözyaşlarına kefen biçilmedi salan henüz okunmadı hejan’ım bilirim, ölüm sessiz ve kimsesizdir fukara ölümleri kalleştir ah hejan’ım Dicle’nin koynuna sal garip hallerini akıntısına kapılıp gitsin yoksulluğun kırıntıları ateş ol ışığın aşkına aşkın ışığıyla aydınlansın şehrin geceleri yıldızlar semah’a duracak ay zılgıt atarken ah hejan’ım Fırat ağlar gidişine dağlar ağıt yakar ölümüne aç gezdiğin bu topraklarda yalnız başına bırakmadı seni fukaralığın son adımında ölüm girer koluna beyaz bir örtü giyinir ömrün BERF |
bana ahmet arifi anımsatıyor..