ANKARA
Bir ANKARA düşündüm!
Sonra, Bir an kara düşündüm! Yol boyu bitmeyen standart bozkır aşinalığı, Gittikçe uzayan, umutları da alıp götüren stepler Manzara bir beden büyük geliyor otobüs camına Ve bu uçlu - uçsuz genişlik bende fazladan dar duruyor Sığmayacak gibi duruyor hikayem; Şu kuru soğukta kısa cümleler kurmalıyım diyorum İçime işleyen soğuk gibi olmalı pragraf girişlerim... Yolculukta ikram edilen çaylı su kadar, Ya da sulu çay kadar Hiçbirşey mutlu etmemiştir insanı Belki defalarca izlediğin bir filmi Ön koltukta oturan "kaya kafalı" birinden Görebildiğin kadarını izlemek, işte mutluluk bu. Akılda hiç bitmeyen düşünceler... Hepsi yarınlara ayrılmış ve adanmış Dünsel - bugünsel umut stokları Ve yan koltuktakiyle yapılan cam kenarı sohbetleri; "Bak şu dağı gördün mü? Aynı hayatım gibi inişli - çıkışlı" Bir çeşit arayıştır belki, Gitmiş olduğun şehirde, gelmiş olduğun yerden Havasına, suyuna, yoluna, dağına varıncaya dek benzerlikler aramak. Sonu malumdur bu arayışların Zira hiçbir memleket, memleketin kadar sana memleket değildir. Kendi yurdunda bir tuhaf gurbetçi duruşu yani! Önce, Bir ANKARA düş’ü-nün Sonra, Bir an kara’rdığını düşün! Büyük bir lükstür sanırım, Bir parça güneş ve bir parça masmavi gökyüzüyle, Bir hotel odasında, bir Kasım sabahında ANKARA’ da uyanmak... Gökyüzü aynı umutlarım gibi, parçalı umutlu... Memursallaşmış simalar vardı her nereye baksam, Ve her nereye baksam gözlerim simalaşıyordu her gördüğüne Herkes aynıydı sanki ve herkes bir o kadar yabancı Her bindiğim takside ANKARA oyun havaları çalıyordu, Bunca mutszuluğun içinde sanki onları bir tek bu gülümsetiyordu. ANKARA’lısın ya; ya memursun ya bakan, ANKARA’lısın ya; ya yanansın ya yakan... Önce, Bir Düş’ün içinde ANKARA, Sonra, Bir an beyaz, bir an kara... Muhammed TAHA 21 KASIM’ 08 / ANKARA |
ANKARA’lısın ya; ya yanansın ya yakan...
Önce,
Bir Düş’ün içinde ANKARA,
Sonra,
Bir an beyaz, bir an kara...
çok güzeldi...bir Ankara'lı olarak keyifle okudum...
memur şehri olsada ben seviyorum hem artık yapay yeşillikleri var parkları o kadar bozkır değil yani...
keyifle okudum yüreğiniz varolsun
saygımla...