386-BİR DOĞUMUN ARDINDAN
Devranı devreyleyip, olmaza vardır deyip,
Sönmüş olan ocağın, kerbelasına girip, Erlerin meydanında, yırtılmış kispet giyip, Ruhsuz olan bedene, fermanlar kesmekteyiz. Seraba vaha serip, yaslanıp çakılına, Ahmaklar güruhunun, takılıp akılına, Yalın ayak diz büküp, içilmez sularına, Dikişsiz ve düğmesiz, gömlekler dikmekteyiz. Ceylan ile kurtları, devşirmişiz ormanda, Bırakarak akılın, köşküyle sarayında, Baykuşları besleyip, şu beynin dünyasında, Akılsız olan akla, değerler biçmekteyiz. Gülüşsüz muhabbetin, kafessiz haramında, Sevgisiz sevdaların, dökülmüş saçlarında, Karanlık gecelerin, tipiyle karlarında, Nurlara muhtaç iken, yıldızlar serpmekteyiz. Alaca karanlığın, renklerini giyinip, Çevrilmiş sevdaların, dikenine gizlenip, Ölümdeki ninninin, rüyasında gezinip, Aşk yanığı rüzgarın, içinde gezmekteyiz. Bülbülü şeyda olup, sevdanın adımında, Mavilere bürünüp, morarmış dağlarında, Sevda yüklü yağmurun, perişan ıslağında, Kurulup gölgelerde, durup beklemekteyiz. Şahin HANELÇİ 05.08.2008 Ortaköy/istanbul |