BİR SIR..
Bu gece her şeyi bırak öyle gel bana
Sen sandıklarımı bırak evde Beni, ben sandıklarımdan kopar İki ayrı kişi, iki ayrı beden, ama birlikteyken, hep bilinenlerden, hep bilineceklerden kopuk bir sır ol kalbime.. Yanaklarımı kızartan, bakışlarımı yana kaydıran, ellerimi terleten, tenimi titreten Kaçaklığım, açıklaması olmayanım ol.. Koca bir sırrı saklamaya kadar yürekli olayım ben de.. Sırrım olacağını bile bile çağır beni Sırları sevmeyen kalbimi suça sevket, günahım ol Bu gece ben de tüm cehennem korkularımı evde bırakıp, seninle günahkar olmaya geleyim Şeytana uyayım, şeytan sana uysun, beni kışkırtsın, şeytanın olayım, seni kandırayım.. Üstümde mini elbisem, topuklarımı kaldırıma vura vura sana koşayım Topuk seslerime karışık nefes alışlarım Öyle heyecanlı, öyle uyumlu ve şeytan kadar vaadkar, şeytan kadar baştan çıkarıcı.. Eski bir şarkı eşliğinde, sana kaysın tüm kötü niyetlerim.. Sen de bir duble rakı koy öyle bekle beni, şarkıyı başa sar bittikçe, bir sigara yak.. Zihnini ateşle, kalbini ateşle, ruhunu ateşle ama tenini ateşlemeyi bana bırak.. Topuk seslerimi duyana kadar sessizce ve sabırla bekle beni, içinde yangın, gözünde her saniye artan tutku.. İyi niyetin olmasın, kimliğin olmasın, endişen olmasın. Sadece tutkun. Tutku da şeytanın işi. Bense gelip dimdik durayım karşında. Kokumu al, gözümü gör, nefesimi hisset, ama dokunma.. Hem uzak, hem yakın, bu gece her şeyi bırakıp dimdik bakabil bana. Hiç konuşmadan, hiç açıklamadan, öylece.. Seni bana bakışların anlatsın, beni sana gözlerim söylesin. Kırık dökük şeyler değil, sadece sana ait, sadece sana dönük bir ben dinle gözlerimden. Sadece beni isteyen seni göreyim gözlerinde. Saatlerce bakabilecek kadar cesur ol, doymuş ol. Saatlerce bakabilecek kadar doymuşum zaten ben. Bu gece her zamankinden farklı ol. Tehlikeli ol kalbime, seni ne kadar istediğim dökülsün dudaklarımdan bildiğim en terbiyesiz kelimelerle. Ayıplama, yargılama, hiçbir şey düşünme. Sadece arzularımı al, arzularına kat. Ateşlen kıvrımlarımla, ateşle kıvrımlarımı. Yanalım bu gece, birlikte. Sırrımız büyüsün. Sırrımız bizi birbirimize bağlasın. Başucumuzda şeytan, en günahkar şarkılarını mırıldansın. Bu gece her şeyi bırak ve yan benimle. Yanışını hızlandırır dudaklarım. Nefesim kıvılcımı yangın yapar, toz duman olur ortalık, geçmişe ait, bugüne ait, geleceğe ait her şeyi yakar. Yandıkça daha çok gel bana, yandıkça daha çok sarıl, yandıkça daha çok dokun, daha çok seviş. Daha çok dolaşsın ellerin tenimde yandıkça. Daha çok ben ol, daha çok sen olayım. Bizi ancak yanarken tekrar tekrar tutuşmak söndürür. Bir avuç kadar kül olalım en sonunda. Bir rüzgar gelip alsın bizi. Seni bir yere, beni bir yere savursun. Birimiz bir tepeye, birimiz öbür tepeye. Rüzgar bilsin sadece sırrımızı. Fısıldasın her esişinde, kimse anlamasın. Yangınımız İstanbul’un tepelerinde gizli kalsın. Bir kuşun kanadına konsun benden bir parça. Bir ağacın dalına düş, sen de savrulup. Ben seni nasıl daha önceden bulduysam, kuş da düştüğün ağacı bulsun. Yine buluşalım bir kuşun ezgisinde. Öyle mucize, öyle inanılmaz olalım. Bakarsın yeniden yanarız küllerimizden doğup. Uzaktan bakanlar İstanbul silüetinde bir ışık zanneder bizi. Biz yanarız, onlar bizi seyrederler. Hep yeniden yeniden, hep biz bize, hep bilinenden ve bilinecek olandan kopuk, hep bir sır.. |
İNSAN SEVİNCE günahkâr olmaya da razı gelebiliyor.Çokça cesur dillenmiş duygular; herkesin harcı değil
çokça alkışladım sizi.Duydunuz mu????
Sevgiyle...şiirlerle kalın
Hâdiye Kaptan