İSTANBUL
İnan şu sıralar ne yaptığımı ben bile bilmiyorum
Bir yarım Boğaz’da bir yarım Beykoz’da İki yakam bir araya gelmiyor şu günlerde Ben böyle değildim neden böyle oldum Bilmem ki hala inanamıyorum Severdim eskiden bu şehri Bir parçasıydın sen benim için İçinde sen vardın İçinde aşkımız vardı Aşkımız yaşardı bu küçük şehirde Bitmez tükenmez efsaneydi bizim için Anlatılmaz velinimet Günlerce aç bir çocuğun Ekmeği avuçlarında sıkıca tutup Bir daha bulamayacağını bile bile Nasıl sarardım oysa seni böyle Bitişim olurdu her sarılışım Hayalim olurdu İstanbul Tutamam kendimi şu günlerde Yas denen şiirin içindeyim Nereye baksam nereye dönsem Şu lanet şehir ve içinde sen Sevmiyorum artık İstanbul’u Seni benden alıp götüren bulutu Ağladığım vapuru Simit attığımız martıları Hatırlasana Onlar uçtukça biz nasıl sevinirdik Oysaki Özgür olmanın tadını hiç tadamamıştık Kuşlar gibi uçup gidemedim bu şehirden Hep kaldım burada Beni yuttuğunu bile bile içinde yaşadım hep Bir yarım burada Her köşesinde bir iz var bıraktığım şimdi Her birinin ayrı bir hikayesi Sevmiyorum artık İstanbul’u Seni benden çalan bu umudu Oysa Adına ne şiirler yazılmış Ne yüce şehirmişsin sen İstanbul Verebilecek misin bana içinde yuttuğun yarimi Umutlarımı hayallerimi Oysa şimdi sadece bakıp bakıp ağlıyorum Gözyaşlarımı yutuyor dalgalar Ve ben susup Gidiyorum… |