G Ö L
Sanki göz yaşlarımdan meydana geldin
Sen dalgalarınla güler eğlenirdin Ben’se yeni acılarla otururdum başucuna Göz yaşlarımı katardım, Bir damla da olsa sularına. Hep böyle olurdu işte başucun, Oturduğum an kaybolurdu Kayalarında yorgunluğum; Bana hep onu anlatırdı, Sularında kalan sevincim. Ey göl! sana kötü diyemem: Kalabalık şehirlerde kaybettiğim Saz benizlimi; Vefalı sularında bulurdum. Otlar, sazlar gölgelenirdi, Ay doğardı yansıması sularında, Cırcır böcekleri öterken, Ben’se bir gölge gibi baş ucunda Sanki kaybolup gitmişim sularında. Ey göl, ne vefalı aynamdın sen: Bana, beni anlatırdın, bir de onu, Saz benizlimi, çimen yeşillimi; ’Hani nerede o? ’ demiştin, Sonunda sende ağlamış, hep ağlamıştın. Ağlasan da, gülsen de, ne fayda: Karanlık şehirler yuttu onu, Bana yiten sevinçlerimi hatırlatma! İşte son günümde senin, Sana veriyorum bütün sevgilerimi, Sana, yalnız sana, bütün sevinçlerimi Ve de ılık göz yaşlarımı. Ama sakın unutma, o çipil sulu Itır kokulu yollarında yürüyen; Çıplak kayalıklarında sabahlayan, Mutsuz ve küskün insanları, Unutma gönül sevdalarımı! .. Onu sana,yalnız sana verdim. Sessiz göl sonsuzluğa akarsın: Hani benim gözyaşlarım? Ey benim kayabaşlarım! sazlarım, yoncalarım, Hoşça kalın,atlı karıncalarım. Ey göl! derin göl, Suları serin göl, Hoşça kalın umutlarım, göz yaşlarım Cambaz su samuru yoldaşlarım. ’1965 Nişantaşı /İST. M. Kemal Polat" |
Hani benim gözyaşlarım?
Ey benim kayabaşlarım!
sazlarım, yoncalarım,
Hoşça kalın,atlı karıncalarım.
Ey göl! derin göl,
Suları serin göl,
Hoşça kalın umutlarım, göz yaşlarım
Cambaz su samuru yoldaşlarım
güzel ve çok anlamlıydı sevgilerimle