2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1347
Okunma
Sanki göz yaşlarımdan meydana geldin
Sen dalgalarınla güler eğlenirdin
Ben’se yeni acılarla otururdum başucuna
Göz yaşlarımı katardım,
Bir damla da olsa sularına.
Hep böyle olurdu işte başucun,
Oturduğum an kaybolurdu
Kayalarında yorgunluğum;
Bana hep onu anlatırdı,
Sularında kalan sevincim.
Ey göl! sana kötü diyemem:
Kalabalık şehirlerde kaybettiğim
Saz benizlimi;
Vefalı sularında bulurdum.
Otlar, sazlar gölgelenirdi,
Ay doğardı yansıması sularında,
Cırcır böcekleri öterken,
Ben’se bir gölge gibi baş ucunda
Sanki kaybolup gitmişim sularında.
Ey göl, ne vefalı aynamdın sen:
Bana, beni anlatırdın, bir de onu,
Saz benizlimi, çimen yeşillimi;
’Hani nerede o? ’ demiştin,
Sonunda sende ağlamış, hep ağlamıştın.
Ağlasan da, gülsen de, ne fayda:
Karanlık şehirler yuttu onu,
Bana yiten sevinçlerimi hatırlatma!
İşte son günümde senin,
Sana veriyorum bütün sevgilerimi,
Sana, yalnız sana, bütün sevinçlerimi
Ve de ılık göz yaşlarımı.
Ama sakın unutma, o çipil sulu
Itır kokulu yollarında yürüyen;
Çıplak kayalıklarında sabahlayan,
Mutsuz ve küskün insanları,
Unutma gönül sevdalarımı! ..
Onu sana,yalnız sana verdim.
Sessiz göl sonsuzluğa akarsın:
Hani benim gözyaşlarım?
Ey benim kayabaşlarım!
sazlarım, yoncalarım,
Hoşça kalın,atlı karıncalarım.
Ey göl! derin göl,
Suları serin göl,
Hoşça kalın umutlarım, göz yaşlarım
Cambaz su samuru yoldaşlarım.
’1965 Nişantaşı /İST. M. Kemal Polat"