Sahipsiz Beden
ölmüştü ya çok önceden
lakin nefes alıyordu çürümüş ciğerleri neyi içine çekse, ormanı mı, gecenin soğuk havasını mı, yine nerelere kaybetse benliğini de unutsa yitip gittiğini, pek yazık olmuş ona ve pek yazık olmuş hepimize; eğer var ise şu hayatta, yapayalnız geçmiş bir ömrümüz, ben ona ömür demem zaten, kalın demirden bir törpü derim, ne törpüsü, ölümün ta kendisidir o, sahipsiz kalan her beden ölmeden önce tatmıştır ya ölümü, gerçekten ölse ne yazar, aman allahım, yüce tanrım desem, oturduğun yerden bir zahmet edip te eğilsen, şu zavallılara yardım etsen, eğer gerçekten mucize isen, dünya sınavı fikrini koyuversen, acıları hafifletsen, ağrıları dindirsen, biz uğraşmasak artık, sadece sen ile oluversin huzurlar, huzurla dolsun yaşayan tüm ruhlar, yeryüzü bir anda değişse, dünya düzlemi gerçek halini alsa ve acılar sonsuza dek unutulsa, "ve yine.. kaldırımdaki sahipsiz beden amma da çok şey istemişti, beden dikicisinden, hem de akşam akşam, hem de ne çok şey.." |