FIRATA GEM VURULUR
Savruldum yeller ile, düştüm yaban ellere.
Halden bilmez insanlar, zorluk verir bizlere. Ben ülkeme çalıştım, helal emeklerimle. Fırat’a gem vurulur, bu nehir derya olur. Ne yeşil var, ne ağaç, akmış gitmiş bu seller. Bu kurak topraklarda, cahil kalmış köylüler. Ağaya çalışmışlar, fakir kalmış bu yerler. Fırat’a gem vurulur, sular enerji olur. Akacak boz ovadan, fıratın yeşil suyu. Bu çöllük topraklarda, bereket yıllar boyu. Fakirlik kalmayacak, ağa değiştir huyu. Fırat’a gem vurulur, sular bereket olur. Ağada fıstık, mal var, taştan olur konaklar. Ağanın itlerini, almaz köyde sokaklar. Üç beş köyü olan var, sömürülmüş ırgatlar. Fırat’a gem vurulur, ırgatlık tarih olur. Sulanacak topraklar, ışıldayacak köyler. Adıyaman urfada, zenginleşir ökkeşler. İbrahimin şehrinde, varsıl olur fakirler. Fırat’a gem vurulur, türkiyem zengin olur. Gözünü aç ey cahil, su, ışık, medeniyet. Dokuz küpeli gelin, verir size bereket. Sabırlı çalışmakla, gelecek bin bir nimet. Fırat’a gem vurulur, insan hakka kül olur. Türkmendağlı yazınmış, bu ellerde hizmetin. Yılmadın cehaletten, ülkene hizmet ettin. Deli Fırat direnme, yetmez hakka kuvvetin. Fırat’a gem vurulur, ağalıkta son bulur. |
yüreğine sağlık hocam, saygıyla...