SON ŞİİR
Son kez yakıp odasının
Hüzünlerinin sarımtırak ışığını, Yazmadan önce yıldızına bakıp, Kendinden saklayarak gözyaşını, Yorgun bir savaşçı gibi çöktü sandalyeye, Tütün kokan elleri titriyordu. Dışarıdaki kalabalık seslere, Bıraktıkça ruhunu üşüyordu, Yalnızlığın ayazı açık pencereden, Tokat gibi bedenine iniyordu, Sevgili habersizken üşümelerden, Değersizliğini görüyordu, Aynaların gerçekliğinden, Yine de yazıyordu. Yazdı son şiirini, Sevdaya dair, özlemlerini, Harmanladı birkaç dizede, Ayaklarının altına aldı gururu, Aldırış bile etmeden hiçliğine, Sevdiğine sesleniyordu, Duvardan yankılanan sesiyle, İçi tarifsiz acıyordu. Ve sevdaya düşmüş gözlerinde, Yokluğun boşluğu geziyordu. Terk etti kendini önce, Bıraktı her şeyi, sustu. Yazdı son defa, Bu onunda sonuydu. Okuyacaktı bir gün elbet, Ellerine alıp bu şiiri, Biliyordu, o an gelecek, Beyninden vurulmuş gibi, O da hiçleşecek, Anlayacaktı o zaman kaybını, Aşka kurban edilmiş, Bu adamı anlayacaktı, İçi burkulacaktı bir an, Koşmak isteyecekti ona doğru, Geçit vermeyen dağlardan, Yankılanacaktı sesi, Dönecekti yine kendine, Esirgediği hayali, Tek hatıra kalacaktı, Adına yazılan şiiri, Sonsuza dek ağlayacaktı. Usulca kalktı ayağa, Önce ışığı kapattı, Son kez baktı dünyaya, Açılan küçük penceresinden, Selam yolladı yıldızlarla, Sevgili pembe düşlerindeyken, Düşlerimin bekçisi derdi ona, Aklına geldi gülümsedi, Gecenin bir yarısı, Yokluğunun habercisi, Boğazında bir ilmek, Senin için kanıtsa, Ölmek, Gözünü bile kırpmadı, Vurdu geçmişine tekmeyi, Asılı kaldı hayalleri, Neden sonra buldular, Son şiiri... BAKİ EVKARALI |