GEL ÇAY İÇELİM BİZ
Eskisi gibi değilim ruhum.
Bıraktım her şeyi nedensizce. Sıkıntıdan kanıyor burnum. İştahım yok bu sıralar, Habire haber getiriyorlar. Yok birileri evlenmiş. Yüzük takmış birileri. Çocuğu olmuş birilerinin. Ben herşeyden vazgeçmişim. Aysel’e de gitmiyorum zaten. Yazmayı da bıraktım. Çocukların kalbine güç gelmesin. Unuturlar diye şiir sokaktan kaçtım. Hoş ölsem, kimsenin haberi de olmaz. Kimsesizler mezarlığında beni aramaz. Yaşarken bile aramıyor kuru kalabalığım. Sahi ne kadar kalabalığım değil mi? Kimileri hiç yalnız kalmıyor bu adam Hep gülüyor ediyordur kendince. Ah boşverdim dünyayı. Hay allah bak burnum yine kanadı. Kokun geliyor secdeye düşünce. Nerden geldiğini bilmiyorum. Bir sağanak beliriyor gözümde. Ağlamaya doyamıyorum. Ben ne zaman sevdiklerime. Bir zarar geleceğini hissetsem. Kaçak olurum kendime. Geri döndüğümde olursa bekleyenim. Yol alırım sevgiyle de. Bu sıra bir aşka gölge olurum diye. Çok korktum, bilsem ki öyle bir şey yok. Bilsem ki beni Kâbe gibi seven biri olur. Hayal kurma diyorum kendime. Neyse Çay demlerim Mualla, Kafanı ağrıttım, annem biraz iyi. Biliyor musun Ruhum. Felçliyi bile kaldıran sevgi. İnanç ayrı şey biliyorsun Gel çay içelim biz. Aşk tazeleriz, hasret gideriz. Seni göremeyecek oluşum ne kötü. Artık konuşmuyorsun, yazmıyorsun bana. Sevmem istemezsen seni korkma. Ah Mualla, çay diyorum çay var. İnsanlar gibi çabuk soğurlar. Şimdi gidiyorum, gene gelirim. Yerinden ayrılmaz mezarlar. Mezar taşına inat kalbimde ismin. Seni seviyorum kız. Kalbimdeki tek kaymayan yıldız. Baki EVKARALI 29 KASIM 2015 SAAT 18.31 |
güzel bir dert yanış
kutlarım saygılarımlasınız