akrep zamanıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Zaman, bir saate mi bağlı?
Değilse yüreğimdeki kadran neyi gösteriyor? Takvimlerde nasıl düşer ki sayfalar? Koparıp atmazsan, yerinde durur mu devran? Saygılarımla.
Düşünsene yâr,
Bak, boşa gidiyor yıllar, Nasıl da gelip geçiyor şu koca ömür, Sanki mekân sabit, devran seyyar, Med-cezir oluyor sular, Mehtap bir hilâl, bir dolunay, Bir ay, otuz gün ediyor, Ancak günler soluk, Aylar sarı bakıyor, Gönlüm aynı yerde, ne yazık, Çevresinde herşey dönüyor. Saat kadranında bir hengame, bir koşmaca, Sanki, yelkovan kaç, akrep tutmaca, Zaman fenâ koyuyor. Fal bir dönence, Mükerrer bir hâl, Üç vakitte bir aslan, bir koç Ne dersen hemen çıkıyor. Takvim yaprağında bak, Gün, geceyi kovalıyor, Seherde yere düşüyor sayfalar, Zaman, esen yelde uçmaca. Saati geri alın der radyom, Kaç kere geri alınır ki bir saat? Ne kadar oynasan da sen zamanla, Bir gün, yirmidört saat eder, Saatin bir suçu yok ki, Her dönüşünde o, Aynı saati gösteriyor. Kış kıyamet oluyor her yer, İşinde gücünde yine karınca, Bir cümbüş, bir panik, Herkes çene çalıyor, Ayaklar altında kalıyor sevdam, Yürekler yerde geziyor. Kime sorayım ben, yâr? Hangi hocaya gideyim, Kaçmaya çalıştığım dün’lerim, Yarın’larda kol geziyor, Anlamak istiyor artık bunu yüreğim; Bu zaman, Neden hep geri gidiyor? 03.07.2008-03.09.2008 |
Hangi hocaya gideyim,
Kaçmaya çalıştığım dün’lerim,
Yarın’larda kol geziyor,
Anlamak istiyor artık bunu yüreğim;
Bu zaman,
Neden hep geri gidiyor?
Hocaya değil...gönlüne danış....
Güzel anlatım...kutlarım .saygılar