çark-ı zamanŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Buraya ne yazarsam, başka bir şiire hammadde oluyor azizim..
Onun için kısa kesmekte yarar var, yoksa şiir denemesini yayınlamakta gecikeceğim, Ama yine de ozanım, umudunu teslim etmek yok zamana, Yoksa devran, asla vermez sana bir kez daha, Sevmeye yarayan, belki de sevilebilir bir yüreği. Saygılarımla..
Biliyor musun,
nasıl geçiyor bu zaman? Tıkır tıkır işliyor sanki duvardaki saat, Ya da tam tersine, Yaşlanırken içindeki akrep Takât bırakmıyor hiç yürekte, Yani sinen harâp, Dizlerinin üzerine çöküyor. Dizginliyor seni devran, dilsize nispet Baksana, sevdan bile kör-topal gidiyor İflâh olmuyor artık, İşler de sakat, aksıyor Bilmiyorum; nasıl geçiyor bu zaman. Bazan akşam olur, daha gün bitmeden Bir zaman bakarsın, Güneş tutulur gibi, gözlerin tavuk karası Asla sabah da olmaz, gün doğarsa doğsun, Çarkı mı hızlanır, şaşarsa feleği Tekeri mi tökezler, Hesabını da hiç anlamam Nereden bileyim; nasıl işler bu zaman. Neden, gönlü bu kadar genç, Hem de sevmesini bilen çocuk, Nasıl oldu da anlamadı, hayret! Zamanın böylesine hoyrat ve küçük Hesaplar peşinde koştuğunu. Görüyorsun ya zaman, Nasıl da kan revan içinde bırakıyor Onmaz yaralar açıyor insanda hemen Ya düşlemiştir gözlerin bir an, Bir cana hayran kalıyor Yahut umutlar dökülmüştür denize, Hepsi de ziyan oluyor. 25.09.2008 |
Güzel bir şiir. Beğendim.