DOSTLUK TÜRKÜSÜ
Kaldır başını dertlerinden
Bir sen misin dünyanın kahrını çeken Dalmışsın dertlerinin içine Görmüyorsun etrafındaki insanları Kaldır başını dertlerinden Bir masal anlatsam dinler misin, ses etmeden. Kapına açık sözle, mert geleni seversin. Bana da dost diye himmet eder misin? Zaman akıp gidiyor, sen de ben de akıyoruz Neden dostça geçinmek varken kırgın bakıyoruz Sanki iki yabancıyız, yabancıdan da yabancı İçimizde dönüp duruyor hayat denilen sancı. Örmüşsün kendine duvarlar, aşamıyorum Bu kaçıncı yalvarış duvarlarını kıramıyorum. Umursamaz bir yapı, suskunluğa saklanmış Kendi içine gömülüp dışarıya kapanmış. Suskunsun… Suskunluğunun altında eziliyor beden Kasım akşamında ellerim gibi üşüyor yüreğim Hiç görmedin mi düşünmeden söz eden Büküldü bükülmez sandığım bileğim neden? Suskunluğunun içinde kaybedeceğim yolumu Düşündüm buldum sonunda sorunu Hiç böyle selamsız arkadaşım olmamıştı Hatayı hatayla kapattım çözemedim oyunu. Biliyorum bir masada oturup dertleşemeyeceğiz Soğuk bir kış akşamı kestane pişiremeyeceğiz. Sen aşklarından dem vurup uzaklara bakarken Birkaç bardak sıcak çay deviremeyeceğiz. Dost olarak açmadın kapını Dinlemedin gönlün kırık sazını Boş ver hoş tut sen gönül yapını Tanırsın zamanla dostunla düşmanını. Kaldır başını dertlerinden Bir sen misin bu dünyanın kahrını çeken. Suskunluğunun altında bilinmez neden Umursamazlığında kayboluyor dostluk neden? |
Kaldır başını dertlerinden
Bir sen misin bu dünyanın kahrını çeken.
Suskunluğunun altında bilinmez neden
Umursamazlığında kayboluyor dostluk neden?
Çok güzel dizelerdi.
Yürekten kutluyorum.
Saygı ve selamlarımla.