3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1112
Okunma

Hey gidi İstanbul
senin yağmurun söndüremez şimdi yüreğimdeki ateşi
buzullarla kapladığım o ruh
şimdi çarmıha gerilmiş ibretlik bir köle
oysa bir çocuk masumiyetinde onun aşkı
yıllar sonra yaşam bile tabutunu parçalayan ölüme isyanda
halbuki alnımıza yazılan bir kaç resim sevdadan
ve bir dilek
ve al al ipek ışıldaması
ulaşılmaz olan , bulunduğun yıldızdan
şimdi kendi pençelerim ile kanatıyorum yorgun yüzümü
kan sızmaları derimden değil , yüreğimden
ve ekim rüzgarlarında o nergis kokusu , koklayamayacağım teninden
sen benim aşka en küskün anımda geldin
hemde karşılığı olmayacak bir aşkı
yüreğime harmanlayarak geldin
İstanbul intiharım olur bu sonbahar gününde
ilk değilki benim yenik düşmem karşılıksız sevdaya
sus , bırak ölümüm olsun sessizliğin
martı çığlıklarında saklı kalsın aşk
yeterki ben seveyim seni uzaktan
rüyalarımda öpeyim , sımsıkı sarılayım sana
demet demet güller bırakayım uykunda yastığının başına
dedimya ilk defa yenilmiyorum ben karşılıksız sevdaya
sen yalandan da olsa dileğim ol
gerisini boşver
İstanbul zaten ağlar bana..
29.10.2008/myth