KARANLIĞIN KADINIKapattın kapıları,çektin sürgülerini Dokudun nakış nakış çile örgülerini Vurduğun zincirlerin sayısını bilmedim Neler neler yaşadım çok çektim de ölmedim Bir damla ümidimde binbir şerrin gözü var Artık dudaklarımda yalnız kadeh izi var Bir ömürlük sabrımı harcamışken tek sana Ziyanımı örtecek teselli göster bana İsyanlara vurdukça yandırdım sözlerimi Yollarına baktıkça harcadım gözlerimi Ciğerime şarapla yazıyorken adını Çaresiz oluverdim karanlığın kadını Ne bu gün,ne de yarın,umrumda sanma sakın Teninden uzaktaysam bana tek ölüm yakın Kaderim dermanımı yokluğunda gizliyor En derin acıları feryatlarım izliyor Sen cezalar keserken sabır dı göçüp giden İsminle yankılanan seslerdi infaz eden Arkadaş ettin bana tutturduğun her yas’ı Artık dünya gözümde çaresizlik deryası Zayıf,sefil göründüm sırrımı sakladıkça İçten içe çöktüm hep saçımı akladıkça Sayısız eziyetler sanki bana ekmek,su Var mıdır benden alâ melankoni tablosu Yüreğimi ortadan ikiye yarıyorum Gücümü yitirdikçe bir sona varıyorum Tutkular zehir olup tattırdıkça tadını Yaşarken ölüverdi karanlığın kadını Gülüm_ece |
GÜZEL YORUMUNUZ VAR
ŞİİRLERİNİZİ İLGİ İLE OKUDUM.
BAŞARILARINIZ DAİM OLA....