Ciğerime şarapla yazıyorken adını Çaresiz oluverdim karanlığın kadını
Ne bu gün,ne de yarın,umrumda sanma sakın Teninden uzaktaysam bana tek ölüm yakın
Kaderim dermanımı yokluğunda gizliyor En derin acıları feryatlarım izliyor
Sen cezalar keserken sabır dı göçüp giden İsminle yankılanan seslerdi infaz eden
Arkadaş ettin bana tutturduğun her yas’ı Artık dünya gözümde çaresizlik deryası
Zayıf,sefil göründüm sırrımı sakladıkça İçten içe çöktüm hep saçımı akladıkça
Sayısız eziyetler sanki bana ekmek,su Var mıdır benden alâ melankoni tablosu
Yüreğimi ortadan ikiye yarıyorum Gücümü yitirdikçe bir sona varıyorum
Tutkular zehir olup tattırdıkça tadını Yaşarken ölüverdi karanlığın kadını
Gülüm_ece
Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sen cezalar keserken sabır dı göçüp giden İsminle yankılanan seslerdi infaz eden
Kuşlar ve çocuklar bu gün bayram diyor Gün/eşi olmayanın gölgesi üşüyor Sevişini kandillere koyuyorum Her yanım şimdi hasret, Ben Araf’da bir lanetli Seni mühürsüz seviyorum
Ah..! Yar Bu şiir yazılırken yandı Bana kuş bilmez dilin kaldı
bu günlerde ne hikmetse hep şiirleini dikkatimden kaçırdığım değerli dostların şiirleriyle karşılaşıyor ve çok mahçup oluyorum niçin yorumsuz bıraktığıma...özür dilerim...güzel bir şiirdi...iyi ki de okumuşum...teşekkürler...tebrikler...saygımla...
Sevgili Üstad Şaban AKTAŞ'ın bir şiire yorum yapmak için bu kadar zaman ayırması gerçekten şiir konusunda ki hassasiyetini göstermektedir...
Bendeniz bu şiiri beğenerek okumuş ve övgü dolu yorumuyla da müsbet katkıda bulunmuş birisi olarak Üstadın yaptığı eleştiriden bana da pay düştüğünü hissederek cevap vermek istedim...
Sevgili üstadım...
Binayı yapmak için kullanılması gerken meteryaller bellidir... Burda önmeli olan hayal gücünüzü kullanarak bu meteryallerden insanın gözüne gönlüne hitab edecek eserler çıkarmaktır...
Bence şiir de önemli olan; tamda sizin dediğiniz gibi, kelmeleri derin manalar içerecek şekilde bi araya getirmektir... Hece ise şiire takılan altın bir gerdanlıktır... Önemli olanda bu heceleri ustaca kullanmaktır... Bir çok şair var heceyi kullanan... Lakin baktığınızda hecelenen dizenin bir önceki dizelerle alakasının olmadığını görüyorsunuz... Yani şiir bir bütünlük içermiyor... Oysa burda ki şiirde bir bütünlük var...
Ayrıca sözcük köklerinin iki kere kulanılmasının yani ikilemelerin şiir de vurguyu artırdığını ve daha derin hissedilmesini sağladığını düşünüyorum...
(İKİLEMELİ) Tutkular zehir olup tattırdıkça tadını Yaşarken ölüverdi karanlığın kadını
Ö R N E K : (İKİLEMESİZ) Tutkular zehir olup artırdıkça tadını Yaşarken ölüverdi karanlığın kadını
Örnekte de görüldüğü gibi vurguyu ve derinliği şairin yazdığında daha çok hessediyorsunuz...
Sonra üstadım hangimizin her yazdığı şiir ooooo dedirtecek cinsten... Baktığımızda büyük üstadlara (Orhan Veli, Ahmet Haşim, Cahit Sıtkı, Ümit Yaşar, Atilla İlhan, Can Yücel ve adını sayamıyacağım onlarcası) Yüzlerce şiirlerinden kaç şiirleriyle ön plana çıkmış anılmaktadırlar... Onlarında bir çok şiirlerinin sıradan herkesin yazabileceği cinsten olduğunu görüyorsunuz...
Ben kendi adıma söyleyeyim yüzlerce şiirim var layık görüp şuraya koymadığım... Ve yine diye bilirim ki benim buraya layık görüp koymadığım şiirlerin; burda methiyeler dizilen yüzlerce binlercesinden daha iyi şiir olduğu yönündedir kanaatim...
Yazdığım bu yorumdan dolayı Üstadım Şaban AKTAŞ'ın hoşgörüsüne sığınıyorum... Ve kendisine saygı ve sevgilerimi gönderiyorum...
NOT: Şiir ve Şair için benim Şaban Üstad dan önce yazdığım yorum...
(Siz yazerken, ben okurken verem olup gideceğiz valla... İliklerime kadar hissediyorum acıyı... Ama şiir budur işte... Yaşarken yaşatmak... Siz yazdığınız şiirlerle yaşadıklarınızı okuyana da yaşatıyorsunuz... Bu ustalık ve maharet ister... Buda sizde ziyadesiyle var... Hayranım bu ustalığa...
Ömrünüz var Kaleminiz daim olsun BÜYÜK USTA... Saygılar...)
veladet tarafından 12/4/2008 11:26:54 AM zamanında düzenlenmiştir.
Yanıtınıza ve diğer eleştir yazan arkadaşa içtenlikli teşekkürler.Şımarma sözcüğü ,sütte ağzı yananın yoğurdu üfleyerek yemesi gibi temkinli bir yaklaşımının ifadesiydi; yani bazıları eleştiri yöneltilince edebiyatın ötesinde her şeyi söylüyorlar, örneğin, << ...Herkesin şiirini didik didik edeceğinize kendi şiirinizi yazın!>> bunlardan birisidir, başka şairlerden alıntı imgeleri tırnak içine almayanları eleştirince böyle bir yanıt almıştım.Yoksa sizdeki duygu asaletini görüyorum o nedenle yazdım bunları...Ben yazdıklarımı kendimce doğru buluyorum, elbette sizde düşüncelerinizde haklısınız , aynı olmamız beklenemez zaten.Saygıyla.
Yanıtınıza ve diğer eleştir yazan arkadaşa içtenlikli teşekkürler.Şımarma sözcüğü ,sütte ağzı yananın yoğurdu üfleyerek yemesi gibi temkinli bir yaklaşımının ifadesiydi; yani bazıları eleştiri yöneltilince edebiyatın ötesinde her şeyi söylüyorlar, örneğin, << ...Herkesin şiirini didik didik edeceğinize kendi şiirinizi yazın!>> bunlardan birisidir, başka şairlerden alıntı imgeleri tırnak içine almayanları eleştirince böyle bir yanıt almıştım.Yoksa sizdeki duygu asaletini görüyorum o nedenle yazdım bunları...Ben yazdıklarımı kendimce doğru buluyorum, elbette sizde düşüncelerinizde haklısınız , aynı olmamız beklenemez zaten.Saygıyla.
Günaydın, Heceyi ustaca kullanmanıza rağmen sizi şiir yönüyle eleştirmek isterim,akla gelen her şeyin akıllıca ve ustaca dizilmesi şiir olmaz her zaman bu aynı taşlarla (sözcük)farklı farklı bina yapmaya benzer.Eğer okuduktan sonra duygulardan en az bir dize yüreğinize ya da beyninize çakılıp kalmıyorsa orada duygu derinliğinden sözedilemez.Duygu olmadan da şiiri okumak sadece felsefi derinlik olursa olur,herkes herkese sıradan dert anlatacaksa bunu okuyuculara değil psikolağa gidip yapmalıdır bence... Tutkular zehir olup tattırdıkça tadını Yaşarken ölüverdi karanlığın kadını .................................................... ancak bu finaldeki iki dize güzel olmakla birlikte güç kazanabilmesi için tattırdıkça tadını derken aynı sözcüğün kökünü iki defa kullanmanız tadını kaçırmış.BURADA TAD KÖKÜNÜ YİNELEMEKTENSE tutkular zehir olup arttırdıkça tadını deseydiniz çok daha şiirce dururdu.su sulamak çapa çapalamak yerine ağaca su vermek,tarlayı sulamak, pamuğu çapalamak tercih edilmeli.Yani yan yana aynı sözü kullanmak özellikle de ikilemeler de örneğin türül türül, gürül gürül derken bile uygun zemini önce açmalısınız. Bu anlamada manzumeci pozisyonunuza düşmemenizi anımsatmak istedim.<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<çünkü binlerce şair var (?) benzeri verziyonları okumaktan bıktı insanlar yazılanların yinelenmesi özgünlük olmayınca sorarım neye yarar?? Fakat siz çok yetenekli ve ruhu olan bir kişi olarak belleğimde yer ettiniz yeni tanıdım şiirinizi de :Bu şiirde duygu derinliği yok ne yazık ki; önceki okuduklarım daha güzeldi belki de okuduğunuz kötü şiirlerin etkisinde kaldınız.Konuklarınıza kaba şeker(Mevlana şekeri) yerine çikolatalı fındıklı fıstıklı ,bal özlü ,aromatik ,damak lezzeti olan kalite şeker sunarsanız daha çok beğenirler.Öyle mi değil mi?
Şimdi sanat yaşamınızda başarılar dilerken bana dilediğiniz kadar kızınız, kıskanç deyin, dilerseniz de takdir edin.Beyaz kurdele almış olmanın sizi şımartacağını sanmıyorum. Saygılar...
Şaban Aktaş tarafından 12/4/2008 8:55:05 AM zamanında düzenlenmiştir.
Üstadım elbette farklılıklarımız ve farklı düşüncelerimiz olacak... Önemli olan bu farklılıklarımızı medenice ve dostca ortaya koymaktır... Zaten benim amacım sizi eliştirmek te değildi... Sadece sizin gibi düşünmediğimi belirtmekti... Zaten sizde bana katılmadınız...:)) İşte işin güzelliği ve zenginliğide burda... Ben bunu böyle addediyorum... Ama illa ki sizinle buluştuğumuz ortak noktalarda var...
Engin hoşgörünüze teşekkür ederim... Saygı ve hürmetler sunuyorum...
Yanıtınıza ve diğer eleştir yazan arkadaşa içtenlikli teşekkürler.Şımarma sözcüğü ,sütte ağzı yananın yoğurdu üfleyerek yemesi gibi temkinli bir yaklaşımının ifadesiydi; yani bazıları eleştiri yöneltilince edebiyatın ötesinde her şeyi söylüyorlar, örneğin, << ...Herkesin şiirini didik didik edeceğinize kendi şiirinizi yazın!>> bunlardan birisidir, başka şairlerden alıntı imgeleri tırnak içine almayanları eleştirince böyle bir yanıt almıştım.Yoksa sizdeki duygu asaletini görüyorum o nedenle yazdım bunları...Ben yazdıklarımı kendimce doğru buluyorum, elbette sizde düşüncelerinizde haklısınız , aynı olmamız beklenemez zaten.Saygıyla.
Can ve canan sözcüklerini sesdeş yanları olsa bile (erkek ile dişi) kadar zıtlığı içinde barındırdığı için verdiğiniz örnekle aynı düşünceyi paylaşamam ve ayrı anlama gelen iki söcük olarak algılanır her zaman, fakat tad ve tattırmanın zıtlık içeren anlamı yok; bilakis aynı anlamın yinelenmesi var, bu nedenle yeknesak, monoton anlam verkmekte dir dizeye; mantıki olarak evet anlamı var ama şiir dili için dediğim tercih edilmeliydi düşüncemi yinlerim...Saygımla.
Öncelikle teşekkür ediyorum yorum için ustaca sözcükleri dizip ama duygusuzca yazmak sizin de dediğiniz gibi şiiri eksik bırakır her zaman. Ben de size bu noktada katılıyorum.Ama bu şiirimde öyle bir tavır olduğu konusunda size katılamicam. Bu eleştiriyi kabul etmemek anlamına da gelmiyor bence .Tutkular zehir olup tattırdıkça tadını Yaşarken ölüverdi karanlığın kadını .................................................... "ancak bu finaldeki iki dize güzel olmakla birlikte ....."Sadece sizin seçip ayırdığınız bir iki bölüm güzel olacak diye birşey yok.O sadece ama sadece sizin düşüncenizdir katılırım yada katılmam ama saygı duyarım.
"BURADA TAD KÖKÜNÜ YİNELEMEKTENSE tutkular zehir olup arttırdıkça tadını deseydiniz "Yine aynı şekilde bu da sizin düşüncenizdir.Bir şeyin tadına varmak için "tatmak" gerekir "artırmak" değil. Oraya tattırdıkça değilde arttırdıkça yazdığımızda saçma sapan bir dize ortaya çıkıyor. "Canı cananı bütün varımı alsın da huda"(M.Akif ERSOY) Bunu da bir örnek olarak verebilirim ayırıca. Can asıl manada canan ise sevgili anlamında kullanılmıştır ama sonuçta peşpeşe "can" sözcüğü geçmiştir.
Yine "Bu şiir de duygu derinliği yok"demişsiniz. Bir şiirde duygu derinliği olup olmadığının ıspatı sizin düşünceniz değildir. Size göre olmayabilir başka birisine göre en duygulu şiir olabilir yani izafi kavramları söylediğiniz şeylerle sabitlemeye çalıştığınızı düşünüyorum. Yoksa ben eleştiri kabul etmeyen biri değilim ama dediğim gibi ben ELEŞTİRİ yi kabul ederim. İçinde mantık ve doğruluk payı olmayan şeyler eleştiri değil sıradan düşüncelerdir benim için. Ben yine de herşeye rağmen bu dediklerinizi bir eleştiri olarak algılıyor teşekkürlerimi sunuyorum. Bu beyaz kurdelelerde sanırım bir nevi ödül gibi birşey sitede yeni olduğum için anlamını çok iyi bilmiyorum ama layık görenlere teşekkür ediyorum."Beyaz kurdele almış olmanın sizi şımartacağını sanmıyorum."demişsinizi bir de bu şımarılacak bişey midir bunu da tam anlamış değilim .teşekkürler
Üstadım elbette farklılıklarımız ve farklı düşüncelerimiz olacak... Önemli olan bu farklılıklarımızı medenice ve dostca ortaya koymaktır... Zaten benim amacım sizi eliştirmek te değildi... Sadece sizin gibi düşünmediğimi belirtmekti... Zaten sizde bana katılmadınız...:)) İşte işin güzelliği ve zenginliğide burda... Ben bunu böyle addediyorum... Ama illa ki sizinle buluştuğumuz ortak noktalarda var...
Engin hoşgörünüze teşekkür ederim... Saygı ve hürmetler sunuyorum...
Yanıtınıza ve diğer eleştir yazan arkadaşa içtenlikli teşekkürler.Şımarma sözcüğü ,sütte ağzı yananın yoğurdu üfleyerek yemesi gibi temkinli bir yaklaşımının ifadesiydi; yani bazıları eleştiri yöneltilince edebiyatın ötesinde her şeyi söylüyorlar, örneğin, << ...Herkesin şiirini didik didik edeceğinize kendi şiirinizi yazın!>> bunlardan birisidir, başka şairlerden alıntı imgeleri tırnak içine almayanları eleştirince böyle bir yanıt almıştım.Yoksa sizdeki duygu asaletini görüyorum o nedenle yazdım bunları...Ben yazdıklarımı kendimce doğru buluyorum, elbette sizde düşüncelerinizde haklısınız , aynı olmamız beklenemez zaten.Saygıyla.
Can ve canan sözcüklerini sesdeş yanları olsa bile (erkek ile dişi) kadar zıtlığı içinde barındırdığı için verdiğiniz örnekle aynı düşünceyi paylaşamam ve ayrı anlama gelen iki söcük olarak algılanır her zaman, fakat tad ve tattırmanın zıtlık içeren anlamı yok; bilakis aynı anlamın yinelenmesi var, bu nedenle yeknesak, monoton anlam verkmekte dir dizeye; mantıki olarak evet anlamı var ama şiir dili için dediğim tercih edilmeliydi düşüncemi yinlerim...Saygımla.
Öncelikle teşekkür ediyorum yorum için ustaca sözcükleri dizip ama duygusuzca yazmak sizin de dediğiniz gibi şiiri eksik bırakır her zaman. Ben de size bu noktada katılıyorum.Ama bu şiirimde öyle bir tavır olduğu konusunda size katılamicam. Bu eleştiriyi kabul etmemek anlamına da gelmiyor bence .Tutkular zehir olup tattırdıkça tadını Yaşarken ölüverdi karanlığın kadını .................................................... "ancak bu finaldeki iki dize güzel olmakla birlikte ....."Sadece sizin seçip ayırdığınız bir iki bölüm güzel olacak diye birşey yok.O sadece ama sadece sizin düşüncenizdir katılırım yada katılmam ama saygı duyarım.
"BURADA TAD KÖKÜNÜ YİNELEMEKTENSE tutkular zehir olup arttırdıkça tadını deseydiniz "Yine aynı şekilde bu da sizin düşüncenizdir.Bir şeyin tadına varmak için "tatmak" gerekir "artırmak" değil. Oraya tattırdıkça değilde arttırdıkça yazdığımızda saçma sapan bir dize ortaya çıkıyor. "Canı cananı bütün varımı alsın da huda"(M.Akif ERSOY) Bunu da bir örnek olarak verebilirim ayırıca. Can asıl manada canan ise sevgili anlamında kullanılmıştır ama sonuçta peşpeşe "can" sözcüğü geçmiştir.
Yine "Bu şiir de duygu derinliği yok"demişsiniz. Bir şiirde duygu derinliği olup olmadığının ıspatı sizin düşünceniz değildir. Size göre olmayabilir başka birisine göre en duygulu şiir olabilir yani izafi kavramları söylediğiniz şeylerle sabitlemeye çalıştığınızı düşünüyorum. Yoksa ben eleştiri kabul etmeyen biri değilim ama dediğim gibi ben ELEŞTİRİ yi kabul ederim. İçinde mantık ve doğruluk payı olmayan şeyler eleştiri değil sıradan düşüncelerdir benim için. Ben yine de herşeye rağmen bu dediklerinizi bir eleştiri olarak algılıyor teşekkürlerimi sunuyorum. Bu beyaz kurdelelerde sanırım bir nevi ödül gibi birşey sitede yeni olduğum için anlamını çok iyi bilmiyorum ama layık görenlere teşekkür ediyorum."Beyaz kurdele almış olmanın sizi şımartacağını sanmıyorum."demişsinizi bir de bu şımarılacak bişey midir bunu da tam anlamış değilim .teşekkürler
Sayısız eziyetler sanki bana ekmek,su Var mıdır benden alâ melankoni tablosu
Yüreğimi ortadan ikiye yarıyorum Gücümü yitirdikçe bir sona varıyorum
Tutkular zehir olup tattırdıkça tadını Yaşarken ölüverdi karanlığın kadını ************************* 7+7 hece ile yazılmış beyitler,harika bir şiir...Kaleminizi kutluyorum...Saygımla
Siz yazerken, ben okurken verem olup gideceğiz valla... İliklerime kadar hissediyorum acıyı... Ama şiir budur işte... Yaşarken yaşatmak... Siz yazdığınız şiirlerle yaşadıklarınızı okuyana da yaşatıyorsunuz... Bu ustalık ve maharet ister... Buda sizde ziyadesiyle var... Hayranım bu ustalığa...
Ömrünüz var Kaleminiz daim olsun BÜYÜK USTA... Saygılar...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.