-Başlıksız-
Yağmuru selamlıyordu küçük kadın
Eteği kısa ve tutarak bir ucunu Kasım Askıda bir gökyüzü Islak ayaklı Sıcak bir ayaklanmaydı yürümek Üşümüyordu küçük kadın Su rengi göz kenarları Ve tırnakları berrak Endişeden ırak Kenar taşları istim üstü Bir yamaç altına dökülerek Bilmeden kendisini Duyduğu ses gibi hayat Bulutların çarpışı Akıyor su Irmakların çağrısı Asfaltın bittiği yerle bir. Oturdu , bitkince Suya dokundu ayakları Saçlarının uçları çatal Kan toplandı yanaklarına Düş sökündü gözünün ardından Uykunun diyarından Sönüverdi yıldızları geceden Toprağın kamburunda Cevherin ve madenin kokusu Sincap uykusundan uyandı Telaşlı Yolunda gidiyordu su Baktı bir pırıltıyla küçük kadın Buz eriyordu tabanlarında Peşinden koşar gibi sabah Güneşe çevirdi yapraklarını yüzünün Bedeninde kaybolan pürüzün Farkındaydı kanının damarlarının Ve dilin tadı bilmesini sevdi Adını bilmese de küçük kadın |
Bedeninde kaybolan pürüzün
Farkındaydı kanının damarlarının
Ve dilin tadı bilmesini sevdi
Adını bilmese de küçük kadın"
Kendilerinin anlamadığı sorulduğunda "imge" diyenlerin yanından eşsiz pırlanta.. Sade Türkçe 'yi kullanarak, bu kadar olabilirdi sanırım.. Saygılar..