1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
51
Okunma

MENZİL
Şiirler arası bir seyr-i süluktayım,
Düş sandım; meğer Zât imişsin.
Menzil-i maksut sorulmaz artık,
Yolun kendisi de Murâd imişsin.
Mesafe uzun, vakit dar sanırdım;
Nefesimi nefesine kattığım demde bildim:
Senin deryanda katre bile değilmişim,
"Ben" dediğim, koca bir vehimmişsin.
Gönül, gönle varmak dilerdi can atarak,
Varınca "beklemek" düştü ellerimden.
Bir sırr-ı kadim fısıldar içimde:
"Arayan, aradığıdır" ezelden.
Rüyamın aşk-nâmesinde gizli elifsin,
Adın yazılıdır lâmdan içeri.
Kalbim, isminin prangasında bir harf,
Zikrinle çözülür, erir kederi.
Ya "Gel" diyen sen olsaydın,
Ya gelen ben olmasaydım...
Gönül hanesinin miftahı sende;
Açan da, kapı da, eşik de sensin, anladım.
Bu hane saray değil, bir harâbe derler,
Lâkin "Kenz-i Lâyuhtî" (gizli hazine) virandadır.
Bir nazarınla kül olur cümle varlığım,
Çölüm, sayende gülistandadır.
Kelâmı süzdüm, harf harf eledim,
Özünde, tözünde hep sen vardın.
Söz sukut edince Hak aşikâr oldu;
Dilimde, kalbimde, her zerremde sen vardın.
Makamlar çözüldü, sıfatlar düştü,
Yol teke indi: Lâ mevcûde illâ hû.
Çocuklar köşesinde sultan sensin,
Kuzuyla kurdu bir kılan o sırr-ı hû.
Ey vahşet diyarının yegâne Cemâli!
Balık da, ateş de aynı nefeste.
Umman yanar, can kavrulur şevkinle,
Boğulmak da, kurtulmak da sende.
Şiir uzun, yol ince, vakit bir nefestir,
Ân dediğin, sonsuzluktan bir kesit.
En kısa ânda dahi sen varsın;
Benlik bitti, artık her şey sendedir sabit.
Şiirler arası bir menzil değil bu,
Menzilin kendisi, aslı sensin.
Düş sandığım, yol sandığım,
"Ben" sandığım...
Cümle âlemde ancak sensin.
5.0
100% (1)