0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
12
Okunma
Sessizliğin Ontolojisi
Bir sessizlik omuzlara dolgun kalır,
Söz geri çekildiğinde dünya ağırlaşır.
Adlar anlamını yitirir,
Şeyler oldukları hâle yaklaşır.
Ses, zamanı oyalayan bir gölgedir,
Sessizlik varlığın çıplak hâli.
İnsan konuşurken kendinden kaçar,
Susarken kendine rastlar belki.
Her boşluk bir yokluk değildir,
Bazı boşluklar taşar.
Omuzlarda duran şey bir yük değil,
Anlamın ertelenmiş hâlidir.
Zaman geçmez suskunlukta,
Sadece derinleşir.
İnsan yürüdüğünü sanır,
Oysa yerinde kalır düşünce.
Bir eşik vardır söz ile susuş arasında,
Ne tam içeride ne dışarıda.
Varlık o eşiği geçemez,
Sadece orada bekler.
Ve sonunda anlar insan:
En ağır hakikatler ses istemez.
Bir sessizlik kalır omuzlarda,
Taşınır —
Çünkü bırakılırsa eksilir insan.